ertesi gün takunu çıkarana kadar içmeye karar verdik. kim ne kadar içebiliyorsa içecekti. diğer yandan bu kararın ben dıbına koyim. çünkü içimizden birisi az içerse bize yetişemezse hemen mahalle baskısı oluşturup çöken tipleriz. yetişemeyen adam da gaza gelir yetişecem diye züt başı kaybeder genelde.
neyse kahvaltımızı yaptık çıktık evden. meydan dediğimiz bir yer vardı oraya gittik. başladık ikişer tane içmeye. sonra oralarda dolanırken aldık elimize birer tane daha dinlenme birası yaptık. sonra tekrar podile gittik. anasını gibim keşfetmez olaydık. bir cafe&bar keşfettik. garsonların hepsi kız ve zütünün üstünde şort giyiyordu. bizimkiler kudurdu ama öyle böyle değil. hal öyle olunca ben sakin olan olmak zorunda kaldım. mali birini kestirdi ama kız da maliye bakıp duruyordu. ünal zaten birine çok aşık oldu amk. ben birini beğendim ama bıraksalar evlenirdim oracıkta öyle bir beğenme. erk benimkini beğendi gibecektim zütvereni yengesi hakkında ileri geri konuşmaya hayal kurmaya başladı.
e:offff karpuz gibi zütü var. yaz sıcağında gibip serinlemelik tam
k:lan dıbına koduğum niye benim beğendiğim lan niye. git başkasına salça ol
e:banane amk gibip öldürecem onu
malinin kesiştiği siparişleri aldı. birer bira çerez falan söyledik. sonra bu kız maliyi öyle bir kesmiş ki mali bile niyeti bozdu. aramızdaki en salak ve aldatmicak kişi olduğundan bile diyorum
m:pardon bakar mısınız
-evet?
m:isminiz neydi
(kız gülümseyip bir isim söyledi sallicam şimdi)
-tanya
m:memnun oldum mali ben de.
-ben de memnun oldum
m:daha sonra konuşmak ister misin
-üzgünüm sevgilim var
m:anladım teşekkürler
ya dıbına koyim bu konuşmadan sonra zaten ifşa olduk damgalandık. tüm garsonlar bizim masaya bakıp gülümsemeye başladı. ama yeter mi yetmez amk.