/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    +1
    RIFAT

    Ejderhanın yuvarlandığı yere doğru koştum.

    Rıfat-“iyi misin?”

    -“Sayılır. Hiç acı çekmeye alışık değilim.” Yüzünü okşamaya başladım.

    Rıfat-“Sen elinden geleni yaptın. Şimdi dinlen. Geri kalanını bana bırak.”

    -“Sen de korkuyorsun. Neden öleceğini bildiğin halde gidiyorsun?”

    Rıfat-“Ama Halis öleceğimi bilmiyor.” Dedim ve yürümeye başladım.

    -“DUR! BU BiR iNTiHAR.”

    Anka-“Ona güven. içgüdünden öte güçler de var. Hissediyorsun değil mi? Kendisine olan güvenini?”

    -“Evet, ama…”

    Anka-“Sen o koca kafanla anlamazsın. Sadece izle ve olacakları gör. Dinlenmene bak sen. Geri kalanını biz hallederiz.”

    -“O zaman ben de size güveniyorum.” Dedi ve bayıldı. Mantığım her ne kadar kaçmamı söylese de Halis’i bırakamam. Her zaman mantığımın üzerindeki bir kuvvetsin Halis. Kardeşim olmasa dünyayı fetih ederdim galiba. Şaka tabi ki. Belki de değil (emoji ekle)

    Kara-“Büyük bir enerji hissetmiştim. Önce arkamdaydı ama tam olarak odaklanınca dağın arkasında olduğunu fark ettim. Bu kadar enerji salıp dolaşman iştahımı kabartıyor.”

    Rıfat-“Sizinle savaşmak için gelmedim. Size katılmak için geldim.”

    Kara-“Bana katılmak için mi? Hangi amaçla?”

    Halis-“Ne saçmalıyor sun.” Halis ne konuştuğumuzu anlamıyor. içimdeki ankayı hissedememiş olmalı.

    Rıfat-“Daha fazla konuşma. Kardeşimin canı karşılığında benim size hizmetim. Kardeşimi bırakmanızı rica ediyorum.”

    Kara-“Evet, enerjin yüksek ama benim için hala yetersiz. Hem vücudun daha bu enerjiye alışmamış.”

    Rıfat-“Zamanla alışır.”

    Kara-“Benim zaman ile işim kalmadı. ikinizi de öldürüp Bir Bine’ye son mesajımı göndereceğim. Ejderha diyarının yerini geç söylediği için bir ceza olacak.”

    Rıfat-“Ona kendin söylersin. Arkanda.” Dedi ve arkasını bile dönemeden vücudu iki parçaya ayrıldı. Babam ejderhanın üzerinden atlamıştı ve baltasını tam isabet ettirmişti. Ben geleceğini biliyordum ama Halis şaşırmıştı. Diz çöktüm. Çok yorulmuştum. Nasıl mı babamın geleceğini biliyordum? Ve neden mi yoruldum? Biraz geriye gitmemiz gerekiyor. Yumruktan önceye.

    DAĞIN ARKASINDA SAKLANIRKEN

    Anka-“Bir enerji hissettim. Bir gezgin, buraya geldi.”

    Rıfat-“Bir gezgin mi?” Babam olabilir. Ama onun gezginliği elinden alınmıştı.

    Anka-“Enerjisi büyük değil. Ama ben buradan hissettiysem o da hissetmiştir.” Zaten savaşta dikkatinin arkasına doğru dağıldığını gördüm.

    Rıfat-“Onun enerjisini bastıracak bir enerji bir yaymanı istiyorum.”

    Anka-“Ama bunu yapmamız ikimizi de yoracak.”

    Rıfat-“Önemli değil. Babam olmayabilir ama bir kumar oynamam gerekiyor.” Babam bana çok kızacak ama halimden anlar herhalde. Zaten daha sonra enerjiyi saniyelik olarak yaymaya başlayıp saldırdık.

    ŞiMDi

    Babam bize doğru koşmaya başladı. Dikkat etmedim ama diyarda ne kadar ejderha varsa onunla beraber gelmiş. Halis’in planı geç oldu ama herkes burada. ikimizin de kımıldayacak hali yok.

    b-“iyi misiniz?” dedi ve beni kaldırıp sarıldı.

    Rıfat-“Şu an ben de sarılmak isterdim ama çok yorgunum. Beni biraz bırakabilir misin? Dinlenmem lazım.”

    b-“Ha tamam.” Dedi ve bıraktı. Halis’in halini görünce muhtemelen o da benimle aynı duyguları hissetmiştir. Yanına yürüdü ve gözlerini kapattı. Bu Miras’ın bahsettiği babamın içgüdü kullanma şekli olmalı.

    Alduin-“Ben onu iyileştiririm. Orada bir düşman daha var.” Dedem. Orada sadece bekliyor.

    Rıfat(B)-“Efendim. Sanırım henüz yıldızı almak için erken. Hala Khean’a karşı kullandığınız enerjiyi toparlayamadınız.”

    b-“Sıra sende. Tüm ailemi elimden aldın. Seni affetmeyeceğim.”

    Rıfat(B)-“O hala ölmedi.” Kafasını cesedine doğru çevirdi ama çoktan cesedi toz haline gelmişti. Tozdan çok siyah bir enerji topları gibiydi. Ve geri birleşti.

    Kara-“HEPiNiZi ÖLDÜRECEĞiiM!” Sinirlendirmemiz iyi olmadı. Etrafından enerji dalgaları yayılıyordu. Korku vücudumu ele geçirmeye başladı bile. Babama baktım. O da korkuyor mu acaba?

    Halis-“Öfkeli olması bizim için bir avantaj.” Dedi ve ayağa kalktı. iyileşmişti bile. Ama yorgunluğunu görebiliyorum. Kendini zorluyor. Babam da görmüş olacak ki:

    b-“Halis. Sen elinden geleni yaptın. Dinlenebilirsin. Onu ben hallederim.” Zaten tökezleyip yere düştü. Yaraları geçse de yorgunluğu duruyordu.

    b-“Sen. Kara zırhlı. ismini bilmiyorum ama öğrenmeme de gerek yok. Seni yeneceğim. Ölümsüz olsan da seni yeneceğim.”

    Rıfat(B)-“Gitmeliyiz. Şu an sayıca üstünler. Ayrıca burada yapacağınız büyük bir saldırı yıldızın yapısına zarar verebilir.”

    Kara-“Gideceğiz. Ama boş gitmeyeceğim.” Dedi ve benim üzerime doğru atıldı. Babam birden önümde belirdi ve saldırısını durdurdu. Gözleri kapalıydı.

    Rıfat-“Fla-en. Gözünü bana tekrar ödünç ver.”

    Anka-“Tamam.” Dedi ve tekrar gözünü kullandım. Bana doğru saldırılar deniyordu ama babam her seferinde onu durduruyordu. Çok hızlı hareket ediyorlar. Babamı görünce garip bir şey hissettim. Sanki annem de babamın yanındaydı. Hatta daha fazla kişi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster