-
26.
+3Yine kurtların oraya geldik. Oradaki kurtlara "Shishi" deniyor.Tümünü Göster
Usta-"Bu küçük sınavda onlar avcı siz de av olacaksınız. Kaçmak için 10 dakikanız var. Bu süre zarfında istediğiniz yere kaçıp saklanabilirsiniz. Çukurlar, ağacın tepesi... " Usta konuşmaya devam ederken tek dinleyen ben kalmışım amk. 5 dakika onu dinlemeye harcadım. Sanki okul okul değil tuzak akademisi. Saklanacak 5 dakikam kaldı. Hemen koşmaya başladım. Biz 25 kişiyiz. Orada toplam 10 tane kurt var. Bana en azından 1 kurtun gelme ihtimali %42. Çünkü benim kokum daha yakın diğerlerinkinden. Kokumu gizlemem lazım. Neyse ki ormanlık bir alana kaçtım. Yerdeki topragı aldım ve her yerime sürdüm. Yeter mi, yetmez. Bayağı toprak da yedim. Ağzımın içi bile tamamen toprak. Ağzımdan koku gelmemeli. Burun deliklerime bile soktum önlem olarak. Kurtların salınma sesi geldi. Geliyorlar. Hızlı düşün. Zaten hala zehirden başım dönüyor. Bir ağaca yaslanmam lazım. Ağaca yaslandım ve gözlerimi kapattım. Şimdi kalp atışımı düşürmem, gerekirse durdurmam lazım. Sakinleş, sakinleş. Sonunda biraz da olsa yavaşladı. Ama hala yeterli değil. 30 saniye sonra buradalar. Kurtları düşünme. Başka şeyler düşün... Rıfat. Yanında olduğum günlerden sadece birini düşündüm. Hep onun yanında kendimi güvende hissediyordum. Kalp atışım yavaşladı. Sonrasını hatırlamıyorum.
Gözlerimi açtığımda hala olduğum yerdeydim. Beni görmeden geçip gittiler herhalde. Ayağa kalktığım an bir çat sesi geldi.
Halis-"AAAAAAAHHHH." Bu ayı tuzağı. Tabi bizim dünyada öyle. Burada genellikle shishileri yakalamak için kullanılır.
Usta-"Sonunda uyandın demek. Uykun yeterince rahat mıydı?" Uyumuş muydum? Lanet olsun. Demek tuzağı usta bilerek koydu. Canım acıyor. Canım acıyor...
Usta-"Shishiler seni fark etmedi. Ama görevin sırasında uyuyakaldın. Bu affedilemez."
Halis-"Görevimiz saklanmaktı. Ben de dediğinizi yaptım."
Usta-"Ama ek bir görev geldi. Sen de o esnada uyuyordun. Geri dönün dendi ama sen dönmedin. Yani ışığın isteğine karşı geldin."
Halis-"Işığın isteğine asla karşı... AHHH." Ayağımdaki tuzakla oynuyordu.
Usta-"O cümlenin devdıbını getirebilecek kadar iyi değilsin. Henüz. Ama merak etme. Senin gibi aptallar erken ölür. Sen fazla yaşamazsın."
Halis-"YAŞAYACAĞIM." dedim ve ayı tuzağını açmaya çalıştım. Sadece biraz aralayabildim. Zar zor ayağımı çıkardım ve geri tapınağa sendelemeye başladım.
Usta-"Nereye gidiyorsun?"
Halis-"Görev duyuldu. Tapınağa geri dönüyorum." Bu kadar itaatkâr olmamın bir nedeni var. O da çok acı çekmiş olmam. 1 sene içinde çektiğim acıların yanında bu ayı kapanı bile az kalıyor. Ayaklarımı sürerek de olsa tapınağa gittim. Ve orada gördüklerim karşısında şoka uğradım. 25 kişiydik. 12 kişi ölmüş. Ölmüşler. Tanıdığım kişiler, 1 senedir yanımda olan arkadaşlarım. 12 kişi. 12 kişinin 4 ünü Shishiler yemiş. Cesetleri bile yok. Midelerinde şu an sindiriliyor. 8 kişi ağır yaralı. Hatta o 8 kişiden 3 ünün yaşayıp yaşamayacağı bile belli değil. Yaralıların bazılarının kolları veya bacakları yok. Eğer kalbimi yavaşlatamazsam benim de sonum onlar gibi olacaktı. Diz çöktüm. Dizimin ağrısını bile unuttum. Nefes dengem bozuldu. Çığlık atmak hatta kusmak istedim. ilk gün bizi buraya getiren şoför benim o halimi görünce yanıma geldi:
Şoför-"Ayağa kalk. Onlara bak. Yaptıkları hatadan ders çıkar. Bu daha başlangıç. Daha çok ölüm göreceksin, daha çok kişi öldüreceksin. Kalbinin soğumasına izin ver." Ayağa kalktım. Ve onlara bakmaya başladım. Her birine teker teker. Shishilerin ağzında bile hala kanları duruyordu. Ve tüyleri. Artık anlıyorum. Burada tek bir şey yapmalıyım. Yaşamalıyım. -
-
1.
+2Ağzımın içi bile tamamen toprak. Ağzımdan koku gelmemeli. Burun deliklerime bile soktum önlem olarak.
Midesiz -
-
1.
+2Kendisinden 2 kat büyük kurt kovalıyor ne yapacaktı :D
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!