/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    +19
    Binbaşı Akın part 6
    Akın beye amcamın tavsiye vermesi üzerine oğlu ile biraz vakit geçirmesini ve aralarındaki buzları eritmesini önermiş akın bey amcamın önerisini uygularken kanını donduran bir olay yaşamış, oğlu ile güzel bir kamp yolculuğuna çıkacaklarmış
    tüm hazırlıklar tamamlanmıştır ancak bir anda akın bey oğlu ozanın sesinde bir değişiklik farketmiş ve bu sesin kollarında şehit olan astsubayı olduğunu anladıktan sonra fevri olarak oğlundan uzaklaşmış bir odaya girerek kapıyı kitlemiş ve oğluna annesini arayarak
    onu gelip almasını söylemiştir. Çok korkan çocuk ne yapacağını bilemeyip annesini aramış ve elbette annesi akın beye oğlunu bir daha göstermeyeceğine dair yeminler etmiştir.Bu stres ve üzünntü dolu durum akın beyi daha önceki hikayede bahsetmiş olduğum
    şizofreni hastalığının bir evresi olan kanıksama dönemine ulaştırmıştır. Kafasının içinde binbir türlü silah çatışma patlama bağrışma sesleri olan ancak dik duruşundan da taviz vermeyen akın bey artık daha yüksek dozajlı bir ilaç tedavisine başlatılmış
    eğer 3 ay boyunca bu durumu devam ederse mecburen hastaneye yatırılmak zorunda kalacağı söylenmiştir. Geceleri fısıltılar halinde komutanım geldiler komutanım diye sesler duyarak uyanıp sanki evin içinde ayak izleri varmışçasına dolaşarak toprağa basan
    bot sesleri duymaya başlamış tabancasını yanından ayırmaz olmuştur. Kafasının içindeki sesler tek bir sese dönüşmüş ve artık ona ne yapması gerektiğini söylemeye başlamış ancak bu ses çeşitli kişilerin sesine bürünerek one emirler veriyormuş. Amcama bir seansta anlattığına
    göre taa teğmenliğinin ilk aylarında pgibopat bir bölük komutanı ona her konuda istisnasız kızıyormuş. Kafasında ses genelde bölük komutanının sesiymiş hatta bir gün ya teğmen bozuntusu sen nasıl harp okulu mezunusun bu takuda beceremiyorsan sık kafana demiş. Onun o sık kafana lafını
    kafasının içinde sürekli duymaya başlamış çokça kez kendini frenlemiş en sonunda tabancasını satmış. Seanslarında çok kez burnundaki barut kokusunun bir türlü geçmediğini ne kadar parfüm deo sıksada o kokuyu bastırmadığını anlatmış. Amcamın diyişlerimne göre dağ gibi adam kendi aklıyla
    mücadele ederken eriyip bitmiş ve artık korkusu gözlerinden anlaşılmaya başlamış. Geceleri tamamen uykusuz bir halde çok yoğun baş ağrıları ile geçiyormuş. Amcamın dediğine göre halen görevde olan devrelerine ulaşmış ve birkaçıyla konuşma fırsatı bulmuş onun bu durumuna çok çok üzülmüşler
    ve ne gerekirse anlatacaklarını, onunla beraber büyüdüklerini küçücük çocuklarken üniformayı giyip anne babalarından çok birbirleriyle vakit geçirdiklerini belirtmiş. Bundan da güç alan amcam
    bu adam bu kadar ne yaşadı bana bi kısmını anlattı ancak sanki daha başka birşeyler var demiş. Bunun üzerine askeri lise ve harp okulu yıllarında da çok çektiğini komutanların ona çok fazla eziyet ettiğini söylemişler yani yapbozun tamdıbına bakıldığında
    askerlik adamı içten içe mahvetsede kendisnin mesleğine olan aşkı buna gençken üstün gelmiş ve devam etmiş ancak şimdi patlak vermeye başlamış. Akın beyin bu durumu onu araba kullanamaz hatta evden çıkamaz daha da fazlası herkese şüpheci yaklaşıp ona zarar vereceğini insanların normalde sahip olduğu
    sesi başkası olarak özellikle şehit olan personelinden birilerinin sesi olarak duyması akın beyi hastanelik hale getirmiş.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster