-
826.
+2 -3Yataklara gömülüp telefonlarla uğraşmaya başlamışken beni gruplarına alıp ödev yapmaya davet eden kızların profillerini gezmeye başladım bu hanımefendiye denk gelirim diye. Ne de olsa aynı sınıftalar değil mi, elbette birinci sınıftan toplu bir fotoğrafları falan vardır. En olmadı birlikte çekildikleri fotoğraflar falan vardır. Çünkü Rümeysa falan samimilerdi o grupla. Denemekte fayda, kaybedecek neyim var ulan sanki. Arşatırmaya, hatta güncel deyimle “stalk”lamaya başladım. Uğraştırdı biraz, ama sonunda buldum. Bir sınıf fotoğrafı, ve bu dörtlünün yeni yeni tanışmaya başladığı zamanlar olmalı. Benim hanımefendinin adı irem’miş. irem, hoşta bir isim be. Çok samimi olduğu, sürekli yanında durduğu kızın adı Aylin, onun yanında duranın Neşe ve diğerinin de Büşra. Büşra, isminden bile kaçış yok be güzelim. Ama siz bir değilsiniz, o yüzden kafaya takmama ya da triplenmeme gerek yok. Ne tribi aq, düz devam işte ya. irem hakkında bilgi edinmek istedim biraz daha bakınarak. Ama Facebook profili kapalı tabii. Dedim ulan ilk günden eklesem ayıp mı olur, acaba abaza gibi mi gözükürüm ? Hani iki selam verdik bak hemen ekledi demek gibi. işte o yüzden ekleme işini birkaç gün ertelemeye karar verdim. O zamana kadar da gerek eşten dosttan gerekse kendi gözlemlerimden birkaç bilgiye sahip olurdum. Fena da olmazdı yani, birinci dereceden görüş işte.Tümünü Göster
Aslında bu yaptıklarımı kendimde beğenmiyordum beyler. Böyle bir adam değildim ben. Böyle daldan dala konan, birisi bitince bir diğerinin arayışına giren, sürekli bir ilgi isteği bulunan birisi değildim normalde. Megaloman derler ya hani sürekli ilgi ihtiyacı duyan kişilere, işte kendimi birden bire böyle birisi oluvermiş halde bulmuştum. Peki kimdi ya da neydi bunun sorumlusu ? Biraz bakacak olursak tahmin etmesi çokta zor değil. Geçmişte yemiş olduğum koca bir kazık var, sizlerde biliyorsunuz artık bunu tekrar tekrar bahsederek sizleride boğmanın lüzumu yok. Ama yıllarca böyle bir sevgi, böyle bir ilgi, böylesine bir aşk hikayesinin içersindeyken, böylesine sevilip yüceltilmişken birden bire geri çekilince kötü oldu benim içinde. Üstelik bu durum aldatılmayla birlikte gelince daha da ağır olmuştu elbette benim için. Hani bir şeyi zaman içersinde ne kadar yükseğe kaldırırsan bıraktığında da düşüşü o kadar sert ve acılı olur ya; işte o hesap bizimkide. Yıllarca tapar gibi sevdi idil beni, gözü gibi baktı, ailesinin yerine koydu. Keza sevilmişti de benim tarafımdan aynı şekilde. Ama iki dolduruş, iki boşluk bi de kafa karışıklığı yaratan huur bir arkadaş eklenince işin içine bunca yıllık sevgisi yerine başka seçeneklere hatalı da olsa yönelmiş oldu. Peki ben onu bu hatalı yolundan döndürmeye uğraşmamış mıydım hiç ? Biliyorsunuz, defalarca kez hem de. Ama olmadı, pişman da olsa dönmedi yolundan. inat uğruna da başlamış olsa devam etti üzüle üzüle. Evet, belki sonrasında “Aslında doğru olan budur ya” dedi kendi kendine ve mutlu oldu, o kısmı bilemiyorum pek. Ama harcanan ben olmuştum bu zaman diliminde. Eee aileleri eklemekte cabası elbette.
başlık yok! burası bom boş!