/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    Bölüm 13: Derdinizi jandarmaya anlatmaya ne dersiniz?
    Hafif geri çekildi ve, ben sana bişey yapmicam ama eğer o kız burdan çıkarsa sen bittin koçum, dedi, hemen çıkardım telefonu ve; Ben jandarmayı arıyorum derdinizi ona anlatırsınız artık. Zayıf olan barzo: istersen allahı çağır gelsin. dedi, gerek yok ben jandarmayı arıyorum o bu işlere bakıyor. Alo? Alo jandarma buyrun problem nedir? *** Oteldeyim, burda bir tartışma var ve beni tehdit eden iki tane insan var. dedim. Neresi tam olarak? Açık adresi veriyorum:
    Peki biz hemen bir ekip gönderiyoruz. dedi.
    Tam 1.5 saat, koskaca 1.5 saat jandarmayı bekledik, patronun oğlunu aradılar odayı vermedim, ölüm tehditleri etmeye başladılar, hepsini tek tek ses kaydedicisine kaydettim, direttim ve direttim, yine de o odayı vermedim onlara, ama bu sefer cidden sıkılmaya başlamıştım, gece saat 4.30'du ve benim canım cidden sıkılmıştı, boş tehditlerinden bıkmıştım, şimdi taşak geçme zamanıydı, benim diksiyonum karşısında bu barzoların lisanı uga buga kabilesi gibiydi, şimdi gibtim ananızı dedim içimden, öbür barzo döndü bana: O kız bu otelden çıkarsa olacakları düşünebiliyor musun? Hayır düşünemiyorujm :D? dedim. bu sefer cidden tilt olmuşlardı, sen bizimle gibinle konuşmaya devem et, Hayır gibimle konuşmuyorum :D? dedim, adamlar kafayı yiyordu, duvarları yumrukluyorlardı ama bana bişey yapamıyorlrdı, tam o anda jandarma geldi. Jandarma geldi bu barzolar direk atladı, abe bu otelde kız var intihr ediyor vallah abe, jandarma 2 dakika dinledi bunları sonra bana döndü: Senin derdin nedir delikanlı? dedi. işte o anda içimden, Its my turn huur cocukları dedim. Ve diksiyonumla başladım: Komutanım bu arkadaşlar, özel hayatın gizliliği hakkında bişey bilmiyorlar ve oteli eşkiya gibi basıp odalara girmeye çalışıyorlar, bütün bunlar yetmezmiş gibi ölüm tehditleri savuruyorlar, henüz cümlemi bitirmeden; Ne tehditi yauvv? dedi bi barzo. Jandarma sen çık lan dışarı sen de çık, kemal al olum bunları dışarı, bu çocugu dinliyorum ben şimdi.

    Bölüm 14: Sen Yoksan başkası var.
    Jandarma beni dinliyordu ve şimdi ipler elimdeydi, ana gibme sırası bendeydi, tüm kamera kayıtlarını ses kayıtlarını açtım, jandarma dinledi hepsini ve bu barzoları çağırdı, kız sizi aradı mı? dedi, yok abi, o zaman sen kimsin geliyorsun bu odaya girmeye çalışıyorsun lan? dedi. Adam eğv eğv oldu, abe intihar, lan başlarım intiharına, çocuk burda sizden şikayetçi olursa hakkınızda işlem yaparım lan. Bunlar bana yalvaran gözlerle baktı, hayır şikayetçi değilim. Dedim, emin misin dedi komutan. Evet eminim dedim. Jandarma tutanağı tuttu ve telefon numarasını bıraktı, bu barzolara da; sizi bi daha burda görmeyeyim çıkın gidin. dedi, teşekkür ettim ona ve gitti, belimdeki ve cebimdeki bıçakları mutfağa bıraktım, almak kullanmaktan çok daha kolaymış, öyle alıcam bıçağı sokucam falan hep hikaye beyler, ben o cesareti bulamadım şahsen kendimde. Yavaş adımlarla selmanın odasına yürüdüm, cebimden telefonu çıkardım ve saate baktım. 5:15, kapıyı çaldım, ses yok. daha çok çalmaya başladım ses yine yok, dehşet kapladı içimi yoksa gerçekten intihar mı etmişti? olum ben bittim diyorum oturdum kapısına ve kapıyı çalmaya devam ettim. bir yandan da bağırıyorum selma aç kapıyı ben tekim. Kimse yok gerçekten, son anda ses duydum, kapı açılıyordu, içimden bir oh geçirdim. Efendim ne var? dedi. Odanı değiştirmem gerek. dedim. Jandarma da işin içine girdi, seni arıyorlar, güvende değilsin bu odada. Kalsın yarın değiştir. dedi, uykulu gözlerle bana baktı, Yarın burda yokum, işi bırakıyorum...
    Sen yoksan başkası var.

    Hayatımda bi çok şey zoruma gitmiştir beyler, mesela üniye bi türlü gidememem, hayatımda adam akıllı bi yere gelememem, babamın hiç beni sevmemiş olması, bunlar hep zoruma giden şeylerdi. Ama hiç biri, bu kelime, selmanın bana söylediği son kelime kadar hiç biri zoruma gitmemişti... Ben aşağıda canım pahasına senin odanı vermezken sen, bana: Sen yoksan başkası var. Diyorsun. anladım abi okey. bakışı attım, iyi geceler diyip çıktım. mutfağa doğru ilerledim, saat 5.25, youtube'dan mazzy star açtım ve sandalyede oturup başımdan geçenleri hatırlamaya çalıştım. Ben naptım dün gece dıbına koyim? neden bunlar başıma geldi... Tüm bunları düşünüyorken telefon çaldı, *** otel buyrun. Alo ömer. Efendim? Ben mehmet, jandarma. Efendim abi, bu kızın bilgilerine ulaştık, kız kocasından kaçmış, kocası problemli ona çocuklarını göstermiyormuş bu kadın da ilgi çekmek için insta da canlı yayın başlatmış intihar edicem diye. sadece söyleyeyim dedim. Peki abi, ben içiniz rahat etsin diye gidip kontrol ettim. kız iyi. problem yok. öyle mi? dedi evet abi, tamamdır sağol gardaşım. kolay gelsin. eyvallah abi.

    Bölüm 15: Buraya kadar.
    Aşağıya indim mutfaktan, kafamı masaya koydum, ve boş boş pc ekranına baktım, Kendi kendime: Ömer Ferhat Narin, Sen bir yıkıksın. dedim, evet biliyorum dedi pc ekranındaki yansımam. saate baktım 5.40, telefon çaldı, Alo *** otel, dedim donuk bir sesle. Alo?... Efendim?, Benim için bırakıyorsan işi, bırakma, yarın gidiyorum zaten, tüm siirt beni arıyor. kocam adamlarını göndermiş. Peki, sen uyu yarın konuşuruz dedim. kapattım telefonu ve, kamera kayıtlarını açtım, ne varsa tek tek çektim, cebimde tam 40 dakikalık bir ses kaydı vardı, 20 dakikası jandarma ile 20 dakikası da barzolarla, bi kaç slow müzik açtım, yukarıya çıkıp açık büfe kahvaltısını hazırlamaya başladım, normalde öbürlerinin işi ama bu sefer ben yaptım. Çünkü canım sıkılıyordu ve bu son günümdü bana göre, bi iyilik yapayım abdurrezaka dedim. orda mazzy star çalarken ben peynirleri domatesleri doğruyordum, sabah 6.30 falan, dışarıdan insanları izliyordum tek tük, çıkıyorlardı, 7'ye doğru geliyordu saat, ben çayı suyu her taku hazırladım, aşağıya indim ve kasa raporunu hazırladım. saat 7.30 oldu, o an otelin arka bahçesine çıktım, şafak söküyordu, güneş doğuyordu, mükemmel bi manzaraydı, odalardan birinden 100'lük chivas çıkmıştı, herifler %25'ini falan bırakmışlardı ben de saklamştım, onu kapıp geldim, şafak sökerken, chivas marka viskimden bi yudum alıp izliyordum, o an kapı açıldı. Gelen muhafazid'di, ilk defa erken gelmişti. Viskiyi bıraktım, günaydın dedi, günaydın kardeş dedm, Bu ne hal la, uyumadın mı, yok dedim. Neyin var? dedi, yok bişey dedim. saat 10'a kadar direttim her sorduğunda yok bişey dedim. Saat 10 olunca, ben işten ayrılıcam muhafazid dedim. Kasım beyi görmem lazım, Hayır ayrılamazsın. dedi

    Bölüm 16: Ben işten ayrılmak istiyorum.
    Kasım bey'i ofisinde buldum, arkamdan muhafazid'de geldi, oturdum, bişey konuşmam lazım dedim. Buyur ömer, dedi, abi diye başladım, buraya ne yazdıysam aynısını anlattım. bana dediği şey ne biliyor musunuz? Ömer sen ağrılığını koyamamışsın, eğer koysaydın bu kadar uzamazdı giderlerdi. o an dondum kaldım, muhafazid ofise gelmeden önce bana yalvardı; Ömer işten çıkma lütfen senle anlaşıyoruz falan. Tam vazgeçmiştim ki, kasım beyin son sözü beni benden aldı.
    Peki abi ben ayrılmak istiyorum. Kasım bey: Ya resepsiyon bu olabilir bişey, Hayır abi ben ayrılmak istiyorum. dedim, peki dedi nasıl istersen, çıktım ofisten, gidip çantamı aldım, abdurrezak ile vedalaştım, hakkınızı helal edin diyip çıktım, ben çıkarken kapıda 2 tane araç durdu, içinden adamlar çıktı, bense onlara bakmadan yoluma devam ettim. en son otele girdiklerini gördüm, minibüse atladım ve son kez gelmemek üzere eve doğru yola koyuldum. Anneme işten ayrıldıgımı söyledim. sebebini sorunca da; Sevmedim. dedim. Eve girdim ve uykusuz bir gecenin ardından uykuya daldım, uykum bittikten sonra muhafazid aramış,pna geri döndüm. bana bi kaç adamın geldiğini selmayı alıp zütürdüklerini söyledi, garip bi şekilde gözümden bir damla yaş süzüldü, dediğim gibi bazı aptalca şeylere anlam yüklemeye bayılıyordum.

    SON
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster