/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 726.
    +2
    O gün bu olayı atlatmamın ardından eve gidip uzuun uzun düşündüm. Yattığım yerden tavanı seyrettim, idil'in videoyu izlediği odada duvarlara baktım; sanki geldiği günkü post-it'ler hala asılıymış gibi. Bom boş oturdum durdum. Annem böldü sessizliğimi

    "Yine kafan karıştı dimi. Aklına girdi gördüğün ilk anda"

    Ah be annem, öyle iyi tanıyosun ki evladını. Öyle iyi hissediyosun ki yaşadıklarımı. Ama ses edemiyorum işte, etmek istemiyorum. Zaten atlatmak için bi ton şey yapmışım, gördüğüm tek bi günde herşeyi gibip atmak istemiyorum. O akşam Büşra'yla da konuşmadım. Aradı, mesaj attı falan. Ama hiç birini yanıtlamadım, geçip gittim öyle.

    Gece uyuyamadım elbette, tahmin etmeniz çok zor olmadı dimi. Bencede. Sabaha kadar dönüp durdum, kafamı yastığa vurdum "Geç artık amk duygusallığı, sen aştın bunları geç" diye sayıkladım tüm gece. Sabahın erken saatinde telefonumun ekranı aydınlandı. Mesaj Büşra'dandı;

    "Günaydın Sevgilim

    Dün pek konuşamadık, bi durgun gibiydin. Aklım sende kaldı, uyuyamadım ben de. Uyandığında iyi hissedersin diye erkenden kalkıp mesaj atmak istedim. Özledim seni, çabuk dön

    Seni seviyorum"

    Doğru ulan doğru. Doğru dıbına koyim. Ben geçmişimle cebelleşirken burada, mutlu geldiğim kısa tatilim zehre dönmüş ve bunu kurtarmaya çalışırken oralarda beni bekleyen birisi vardı. Haketmiyodu lan beni, haketmiyodu Büşra bu yaşananları. Ama masumdu, saftı. Tamam, yapmıştı bir kaç hata. Salakça testlere tabi tutmuştu beni. Ama olsun, yine de saftı bana karşı olan sevgisi. Mesajını bir kaç defa okuyup soğukluğu belli etmemek için benzeri bi mesajıda ben ona gönderdim "Günaydın" niteliğinde. Yaptığım soğukluğun nedenini hala beni soktuğu şu "fake hesaplık" durum olduğu zannediyodu. Tabii ne yaşananlardan ne de idil'den haberi olmuştu bunca zaman. Olmayacaktıda, olmasına gerek yoktu. Gün boyunca hiçbir şey olmamış gibi konuştuk. O bu durumdan fazlasıyla mutluyken ben içten içe bozukluk hissediyordum. Akşama doğru arkadaşlarla dışarı çıkıp kafa dağıtmaya karar verdik. Bir kaç bişey içsek, dertleşsek geçerdi elbet. Neden geçmesin ki ? Dert tasa konuşarak, anlatarak azalmaz mıydı ?

    Alsancak Gazi Kadınlar'a gittik. Mekan olarak seçenek çok olduğundan nereye gideceğimizin kararını sonra vericez falan. Büşra çıkmamı istemiyodu. Hem ona vakit ayırmamı istediğinden hem de alkol almamı istemediğinden dolayıydı bu. Ama mırın kırın etsede çıktım dışarı. Bana bozuk atıyodu. Masamız kuruldu, yemeğimiz alkolümüz cartımız curtumuz dolduruldu etrafımıza. Can dostum Yahya halimden anlayan oydu ki konuya kendisi giriş yaptı. Çocukluktan beri yanımda olan, benim kadar idil'i o da tanıyan birisi olunca nabzıma göre şerbet vermeyi biliyordu tabii. Oturduk, gece boyunca konuştuk. Saat geç olmuştu, eve giderken telefonuma hala mesajlar geldiğini hissedebiliyordum. Mesajı atan Büşra'ydı. Nerede kaldığımı, merak ettiğini, benim böyle birisi olmadığımı, bişeyler yşadığımı söyleyip duruyodu. O kadar belli miydi ya ? O kadar hissediliyo ya da anlaşılıyo muydu bendeki bu değişiklikler ? Söyleyecek bir kaç sözüm vardı, ama bunları konuşmak için eve gitmeyi bekledim...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster