-
1.
+2Esrarengiz Melkor'un çocukluğu ile bilmeniz gereken en önemli şey satranca duyduğu aşktır. Babasının şehir dışından geldiği ve iyi olduğu günlerden birinde tahmini olarak 4 veya 5 yaşında olan Esrarengiz Melkor babası ile abisinin satranç oynadığına şahit oluyor ve sırf onlarla bir şeyler yapabilmek için satranç öğrenmeye çalışıyordu. Bu çabasının ilerleyen zamanlarda hayatını ne kadar değiştirdiğini göreceğiz. Bu yüzden bundan bahsetmeseydim olmazdı.Tümünü Göster
Artık Esrarengiz Melkor'un ana sınıfına geçtiği döneme gelmiş bulunmaktayız. Öncelikle biraz dış görünüşünden bahsedeyim. Siyah düz saçlı, simsiyah gözleri, esmer teniyle ve yaşıtlarından biraz daha uzun olmasıyla şuan ki suriyelilere benzeyen ama yüzünden masumiyet akan bir çocuktu Esrarengiz Melkor. Ankara'nın Sincan ilçesinde yaşadığını göz önüne alırsak masumiyetin orada ne kadar zor rastlanan bir şey olduğunu ileride anlayacaksınız.
Ana sınıfında sınıfın en uzunu ve en zekisi olduğu için göz önünde olan bir çocuk olduğu için o zamanlar aşırı popüler birisiydi. Hatta bir tane kızı da sevmişti Esrarengiz Melkor. Kızın adı ipek ama soyadını veya şuan nerede ne yaptığını bilmiyorum. Kız ile ilgili şuan bile unutamadığım tek sarı saçları ve mavi gözleri ile yüz hatları. Eğer ki saçını boyatıp renkli lenslerden takmadıysa ve makyaj ustası kızlardan olup yüzünü değiştirmediyse şuan bile onu tanıyabilirim. Tabi o beni tanır mı orasını bilemem. Onu unutamamamın sebebi aşırı sevdiğim veya hayatımın aşkı olduğunu düşünmem değil. Onunla ilgili utanç verici anılarım olmasından kaynaklanıyor.
Öncelikle ana sınıfını size biraz tarif edeyim. Abisinin ve ablasının okuduğu okulun zemin katında bir sınıfın içinin oyuncaklar, dolaplar, televizyon ve küçük plastik sandalyeler ve bu sandalyelerin etrafında dizili olduğu tahta masalar hayal edin. Daha fazla ayrıntı vermeyeceğim gerisini sizin hayal gücünüze bırakacağım. Her masanın etrafında 4 çocuğun oturduğu kümelerden oluşan toplamda 5 veya 6 masa vardı. Bizim oturduğumuz masada oturan isimlerin hepsini nerede oturduklarına kadar hatırlıyor olmam ise biraz garip bir durum :D Masaların hepsi U düzeninde olduğu için iç tarafta hiç sandalye bulunmuyordu. Masalar yemek masaları gibi enlemesine kısa olduğu enlerinde 1 kişi oturuyor uzun tarafında ise 2 kişi oturuyordu. Ben U nun duvar köşesindeki duvar tarafındaki kesitinde oturuyordum. Uzun olan kısımda ipek ve Mine oturuyordu. ipek bana yakın taraftaydı ;) Tam karşımda adından uzun süre bahsedeceğim Mehmet Ali Erbil şaka şaka Mehmet Ali oturuyordu. (Kimsenin soyadını kendimce kafamda kurduğum gizlilikten dolayı vermeyeceğim) Ama herkes ona ana sınıfı öğretmenimizin Mali demesi nedeniyle Mali diyordu.
başlık yok! burası bom boş!