-
701.
0Bu ne demekti lan şimdi ? Ne kolaylığı, ne sanması ? Neden bahsediyorduk biz, ne hale gelmiştik ? Ya da bunları neden yapmıştım ben ? Şaşkınlıkla yüzümü buruşturarak karşısındaki koltuğa oturdum. Ayağa kalktı, odayı turlayıp duvarda yazanları okumaya başladı. Yüzünde hep bi gülümseme vardı, farkındaydım. Ama ne yapacağını, ne diyeceğini de bilemiyordu. Hoşuna giden, sevdiği ya da etkilendiği post-it’leri duvardan alıp katlayarak cebine koyuyordu. Ben ise oturmuş sadece yüz ifadelerini seyrediyordum. Okuması bittikten sonra karşıma oturup gözlerimin içine baktı.Tümünü Göster
“Eee, ne olacak şimdi ?”
Kalakalmıştım. Kafamda şimdiye sarılmış özlem giderirken olmanın hayali varken kız umursamamıştı bile yaptıklarımı. Ya da öyle gözükmeye çalışıyordu. Oturduk, yine aynı şeyleri, yine olup bitenleri konuştuk. Gözleri doldu yine, yanaklarından yaşlar süzülmeye başlamıştı. Sanki bana doğru gelmek istiyormuş ama önünde aşamadığı ve anlam veremediği bi duvar varmış gibiydi. Hafifçe gülümseyip “Videoyu birlikte izleyelim mi ?” diye sordu. Açtım, izledik. O videoyu seyrediyordu ben ise onu. Yüzündeki gülümsemeler, acı tebessümler falan hepsi karşımdaydı. Anılarımızdan bahsettiğimiz kısımlarda gözünü bana kaydırarak gülümsüyor acılardan bahsettiğimizdeyse yere bakarak göz yaşlarını siliyordu. Video bitti, şarkı çalmaya başlamışken bana doğru elini uzattı. Ben de tereddüt ederekte olsa elimi uzatıp tuttum bana uzanan elin. Sanki uzun zamandır bu anı bekliyormuşta bu bir işaretmiş gibi ayaklanıp boynuma sarıldı ağlamaya başlayarak. Tüm içindekileri kusar gibiydi göz yaşları. Ben de hiç iyi halde değildi. Ama ağlamıyordum, mutluydum. Barışıyor muyduk yoksa beyler ? Eskiye mi dönüyorduk acaba ?
Göz göze baktık, sarıldık, ellerimizi tuttuk, kokularımızı içimize çektik, dudaklarımızda buluştu bu sarılma esnasında pek çok kez. Benimde gözlerim yaşlıydı, ama mutluluktandı bu yaşlar. Uzun süre böyle kaldıktan sonra ayrılıp gözlerine bakarak “Nasılız şimdi ?” diye sordum. Ama aldığım yanıt pek iç açıcı değil gibiydi;
“Ben düşünmek için biraz zaman istiyorum senden”
Yaşananlardan sonra güzel sayılabilecek bi yanıttı aslında. Ama beni sinirlendirmişti. istediğimi alamamıştım, eskisi gibi olamamıştım. Öfkeyle “Sen buraya zaten benim için değil annem için geldin, bana ihtiyaç yok zaman senin olsun” diyip çıktım evden. Hatalı bir hareket miydi ? Kesinlikle. Ama yaptım işte. Ben kendimi sahil yolunda bulmuşken telefonum susmuyordu. Annem, idil, yengem… Sırasıyla aramaya koyulmuşlardı, açmamakta ısrarlıydım. Ama en sonunda açtım. Annemin aramasında gelen ses idil’indi.
“Üşüteceksin bu soğukta, gel eve de konuşalım”
Tamam dedim, eve geçtim. Kapıyı açan annem oldu, idil’se tam karşımda. Yanımdan geçip annem ve yengemle uzuun uzun sarılıp vedalaştılar. Sonrasında da bana dönüp “Herşey için teşekkür ederim” dedi. Bu muydu ulan sadece söyleyeceğin şey. Başımı sallayarak onay verdim tek kelime dahi etmeden. O da evine gitmişti bile. Sinirliydim beyler, fazlasıyla sinirliydim. Uğraşmıştım, uğraşıyordum, umutlanıyordum. Ama sonuç her seferinde hüsran oluyordu…
başlık yok! burası bom boş!