işi bıraktıktan sonra bir süre daha kazanmaya devam ettim. Parayı sağa sola dağıtır eşimi dostumu mutlu etme peşinde koşardım. Evin yükünü de omuzlamaya başlamıştım. Kapıya gelen faturaları öder, kardeşimin cebine harçlığını koyar olmuştum. Paranın gücünü hissetmeye başlamıştım.
Kazandığım paranın hiçbir değeri yoktu gözümde çünkü o para bana havadan geliyordu resmen. istediğim her an girer kazanır çıkardım.
Kumarhane kasaları için küçük benim için büyük olan vurgunu gerçekleştirmiştim. 25 Lira olan kayıp bonusunu 3000 liraya yükseltip hemen çekim talebini vermiştim. Sabah uyandığımda bir memur maaşı kadar para vardı hesabımda. Bunun vermiş olduğu hoyratlıkla gidip ufak tefek tüm borçlarımı kapattım. Arkadaşlarımı kafeye davet edip ellerini ceplerine attırmayıp, ağızlarını boş bırakmıyordum. Çevremdeki herkesin ihtiyaçlarına koşturur olmuştum.
Tek yaşayan öğrenci arkadaşlarımın tam takır madıfakır buzdolaplarını ağızlarına kadar dolduruyor onlara bu paranın kaynağını anlattığımda büyük bir heveslere onlara da öğretmemi istiyorlardı. Ama bunun böyle bir sona varacağını az çok ön görmemle asla tavsiye etmiyordum. Benim için büyük olan vurgunun gecesinde yine o meblağ civarında bir para daha aldım. Bu bende "ulan ferreciimam buldun yolunu, bu saatten sonra eşek gibi ter dökmek yok, para senin köpeğin bu saatten sonra" fikrini uyandırdı.

Hemen bi tuvalete gidip geliyorum devam edeceğim, az önce yazdığım part o kadar güzeldi ki ona benzetmeye çalıştım fakat olmadı pek..