-
626.
+2Söyledikleri şaşırtmamıştı aslında beni, beklediğim bişeydi. Çünkü ben onun için izmir’e gitmemeyi tercih edip sırf onunla vakit geçirmek, tanımak, güven sağlamak için burada kalmayı tercih etmişken bunlara rağmen bi güven problemi yaşıyorsa geçmişte aldığı bi darbeden dolayı olması çokta uzak bi ihtimal değildi. Anlattıkları bittikten sonra o koca mavi gözleriyle gözlerimin içine bakıp bişeyler söylememi bekliyordu. Bakışlarını destekler nitelikte ellerimide kavradıktan sonra “Özür dilerim (izmirli), söz bir daha böyle bir şey olmayacak” diyerek devam etti. Tamam dedim kendi kendime, tamam ulan. Güveni ben aşılardım ona, toparlardık belki bu bozuk halleri. Ama ben hala bozuk, kırık ve soğumuş bi haldeydim ona karşı.Tümünü Göster
“Peki bakalım, öyle olsun. Bu Mustafa konusuda daha fazla kurcalamak istemiyorum, daha fazla canım sıkılmasın”
“Seni seviyorum”
“Ben de seni”
Az evvel esip gürleyen bi adam vardı beyler hatırladınız mı ? Hani kızgın olan, oflayan poflayan. işte iki güzel söz, bi yakınlaşma, samimiyet bi erkeği bu kadar kolay yumuşatabilir. Düşmüştüm valla, yalan değil. Ama içimde bi soğuma durumu hala vardı.
Ertesi gün izmir’den haber gelmişti. Geçişle bu üniversiteye geldiğim için orada yapılması, imzalanması gereken birkaç evrak işi varmış. Hay dıbına koyayım be, tatili Büşra’yla değerlendirip izmir’e dönmezken şimdi izmir ihtiyacı doğmuştu. Gitmem acildi, napalım. Dersleri, Büşra’yı birazcık asıp gidicez artık. Durumdan Büşra’ya ve odadakilere bahsettim. Büşra şimdiden özledğini, çabuk gidip gelmemi istediğini söyledi (ne aşk ama dimi amk). Odadakilerde “Ulan tam da bu haftasonu toplu bi plan yapmıştık, gidip sıçacaksın illa içine” diye çoktan köpürüp ağzıma sıçmışlardı. Dönerim olm, yetişirim planınıza ne kastınız amk. Haftsonu geldi çattı, Cuma gününden hazırlanıp çıktım. Uçakla gideceğimden önce istanbul Sabiha Gökçen’e oradan da izmir’e gidecektim.
Bu arada uçakla seyahat ettiniz mi beyler hiç ? Gerçi bu da saçma bi soru oldu amk, neden etmeyesiniz. Uçak seyahatleri çok hoşuma gider benim. Hani konforu rahatlığı çabukluğu falan değil de o hissiyat, o özel olma hissi hep hoşuma gider, egomu okşar benim. Bi de ufaklıktan beri LOST izleyip hayranı olmasından kaynaklı olsa gerek uçağa binerken ya da inerken hep öyle hissederim. Doktor Jack Shephard gibi uçağa binerken göz kontağı kurduğum yolculara gülümserim, etrafa bakınırım, koltuğuma oturduktan sonra yanımdakilerle falan konuşup sohbet ederim. Hani uçak düşerse liderliği ben ele alıcam, haberiniz olsun mesajı verirmiş gibi ahahaha. Ulan ne salak adamım amk
başlık yok! burası bom boş!