pazartesi günü okula gittiğimde duyması gerekenler duymuştu çıktığımızı. ben de kendimce ihanetin karşılığını vermiştim ama bir yandan da burukluk vardı içimde yusufa karşı. hem nasıl arkamdan iş çevirir diye hem de onun yaptığına karşılık onu üzmek doğru muydu emin değildim. aramız da açıldı zaten o zamandan sonra. kendime çeki düzen verip akşamın planını yaptım bizimkilerle
k:iklim bak parayı verdin dimi
buğra:lan ne aç adamsın yaaaa
k:kes lan zorla mı davet ettirdim kendimi sanki
b:narkozu vururum ha
k:gibtir git lan deli.
iklim:ayarladım ayarladım
k:tamam o zaman akşam görüşürüz.
büşraya da haber vermiştim. planı onla çıkmadan önce yaptığımızdan karışmadı. hem de artık bana karışılmayacağını biliyordu kız. akşam oldu mekanın önünde buluştuk iklim ben nisan. nisan at gibiydi beyler. çilli güzel bir yüzü kocaman memeleri ve soğan poposu vardı. göz yaşartan cinsten bir popoydu yani. girdik üçümüz içeri. bize ayrılan masaya oturduk. buğra gecikeceğini söyledi. biz üçümüz içmeye başladık kafam güzel oldu dört bira içince. saat de 11e gelirken buğra aradı beni
b:nerdesin lan yarram
k:içerde oturuyoz
b:bi dışarı çık da görim seni
k:bekle geliyorum
k:geldim nerdesin
b:mekanın önündeyim
k:yannan önündesin. arkanı dön yürü
360 derece dönüp yürüdü beynini gibtiğim.
b:hani dıbına koyim lan
k:bekle dıbına kodumun malı
gittim aldım öküz gibi herif üzerime yıkılacak gibi yürüyor. zar zor içeri kadar zütürdüm.