okulun kapanmasına bir hafta kala erklerin evinde rakı günü düzenledik. bu geleneksel rakı günlerimizin ilki oldu. hala yılda bir kez herkes ne işi varsa bırakır toplanıp içeriz. o gün ben erk veli hasan ifo ünal ve maliyle birlikte yedi kişi başlattık geleneği.
erk annesine güzel bir sofra kurdurmuş mezelerle. biz de ufak tefek atıştırmalıklarla gittik. sonra rakı alındı. gündüz vakti evin terasında içilmeye başlandı. ilk dubleler içilirken okuldan girip hocalardan çıkıldı. ikincisinde hayatın bize ne getireceği konuşuldu. üçüncüsünde bazılarımız aşkından geberdi. dördüncüsünde... keşke o dördü içmeyeydik dıbına koyim.
belamız gibildi tabiri caizse. veli tek dubleyle kaldığından kendiydeydi. çıkardı sazı aldı eline çalıyor birşeyler dümbük. yavaş bir türkü çaldığını hatırlıyorum ilk başta. ben kederimden bir elimde sigara bir elimde rakı
k:hayatımı gibtin lan bsg
ü:kanka yapma
k:bırak ya dıbına koyim üç yıl oldu. dıbına koyim bırakabilsem ben bırakacam
m:kardeş yılan hikayesi gibi senin hikayende amk.
k:aklımı gibim aklımı
kalktım bir hışımla demirlerden sarkıp temiz hava çekmek istedim içime.
ü:lan ket manyak mısın lan
v:ket abartma amk
h:düşecen şimdi ölmicen de dıbına koyim gel şuraya
e:atlamazsan ılıksın
k:ya yok ne atlaması amk kafam açılsın diye sarkıyorum. bir işeyim de gelim.
hayatımda çok az şeyin açıklamasını bulamadım kendimde. bu da onlardan biri olacaktı. neden yaptım bilmiyorum
içeri girdim işedim. sonra odalara baka baka terasa geri dönüyordum. erkin odasının hangisi olduğunu farkettim. kapıdan baktım biraz. yatağının üzerinde peluş bir ayıcık vardı.