-
551.
+4 -1Mutluluğun tarifi neydi sizler için ? Uzun zamandır hayalini kurduğunuz birşeyin gerçekleşmesi mi ? Bi süredir almaya niyetlendiğiniz şeyi sonunda alabilmiş olmanız mı ? Hiç ummadığınız bi anda gülümsemenizi sağlayacak bi haber almanız mı ? Ya da en basitinden tuttuğunuz takımın galibiyet alması mıydı mutluluk ? Sahi, neydi sizler için mutluluk ?
Ben her zaman mutlu olmayı bilen bi insan oldum. Şükretmek falan onlar pek yanaşmadığım şeyler. Ama mutluluğumun, o anımın değerini de iyi bilirim yani. Hayatımda her zaman her şeyi yolunda giden birisi oldum ayrıca. Ailemle aram çok iyiydi, arkadaşlarımla aram çok iyiydi, her istediğim elimin altındaydı falan. Tek çocuk, hatta sülaledeki tek erkek çocuk olmamın verdiği el üstünde tutulma durumuyla birlikte bir dediğim iki edilmezdi yani. Demem o ki; her şey elimin altında olmasına rağmen hayatımda ekgib olan, mutluluğunu bi süredür tadamadığım şeyler olduğunun da farkındayım. Sonuncusunu yaşamaktayken nişanlı olduğu çıkıverdi ortaya, daha da cesaret bulamıyodum. Ama “Ulan yine bi nişanlıya denk gelirim” diye değil kendimi kaptırırım diye korkuyodum. Yoksa evet, Sakarya’dan gidene kadar kıskanç bi abi, bi eş ya da bi nişanlı tarafından gibilmezsem iyi olacaktı tabii.
Büşra’nın yanından ayrılıp yurda geçerken ekgib olan bu mutluluk hissinin yeri dolar gibiydi. Aceleci davranmak ya da erkenden kararlar vermek istemiyodum tabii ki, ama öyleydi be beyler. Ufacık bi kegibte olsa sizi bu denli düşünen, önemseyen birisi varsa kendinizi değerli hissediyosunuz bi yerde. Otobüs değil dolmuşla gitmek istedim bu sefer, tıpkı Büşra’yı ilk gördüğüm günde olduğu gibi. Yad etmek, mutluluğu pekiştirmek olsun maksat. Yol boyunca düşündüğüm şey “Ulan ne zaman mesaj atsam, ya da yazdığımda uzun uzadıya ne konuşsam” durumuydu. Çokta zorlanmazdım aslında bu yaşananların ardından, elbet laf lafı açardı. Ama ürkütmeden, hızlı gitmeden yapmak istiyodum ben tüm bunları.
başlık yok! burası bom boş!