-
526.
+3O gün geceye kadar bekledim. Ama ne gelen oldu ne de giden. Bunu olumsuz algılamam gerekli mi diye düşündüm aslında uzunca bi süre. Ama Büşra'nın yaptığına hak verdim aslında. Çünkü ben ona numarayı verdikten sonra evine gider gitmez ya da aynı gün içersinde bana mesaj atmış olsaydı bu onu basit birisi yapardı. Her ne kadar sabırsızlıkla beklesem de "Çok kolay oldu be, bu da dünden razıymış" derdim kendi kendime. Çünkü esasında böyle birisiyim ben her ne kadar olmak istemesemde. izmir'de yaşadıklarımın ardından artık güven problemi yaşamaya başlamış ve bunu bir türlü üzerimden atamamıştım. Ya da kendini kanıtlama hissi içimi kaplamış ve benliğimi ele geçirmiş denebilirdi. Şöyle izah edeyim;Tümünü Göster
Hoşlandığım birisi oluyo diyelim, bi hanımefendi. Onunla tanışmak için uzuun uzun çabalıyorum. Sonrasında onun çekim alanına, dikkat sahasına girdikten sonra onu mutlu edebilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Hem onu, hem kendimi mutlu edebilmek, bunlarla birlikte onu yavaş yavaşta olsa ele geçirebilmek için yapıyorum bunu. Çok zor görünen bi kızda olsa ona istediğini verdikten sonra ihtiyaç duymaya başlıyo size. Ama burada şöyle bi nokta var ki dikkat etmek lazım; ona her istediğini verirseniz sonrasında sizi kullanmaya ve istediklerini yaptırmaya/aldırmaya başlayabilir. Para avcılığı gibi yani, bu durum öyle değil. Beyler, aslında çok basit bi algoritma var işin içinde. Karşınızdakini ne kadar değerli hissettirirseniz o kişi size o kadar bağlanır. Çünkü birisini elde etmek için gereken tek şey onu yüceltmek, değer vermektir. Ama zütünü kaldırmak demek değil bu, yanlış anlaşılmasın.
Ben de birisini elde etmek için elimden geleni hatta fazlasını yapardım. Elde ettikten sonra da kendime bağlamamın ardından sıkıldım ya da "bu çok kolay oldu ya" diyip vazgeçerdim konuşmak ya da ilişki kurmaktan. Ne yazık ki her seferinde böyle oldu. Şimdi Büşra'da bana ilk günden mesaj atsaydı "çok kolay oldu lan bu" diyip vazgçebilirdim. Ama bunun olmasını da istemedim. Çünkü artık izmir'de değil Sakarya'daydım. Eski ben'i orada bırakıp yeni şeyler görmek, bilmek, öğrenmek için gelmiştim buraya. Yegane amacım ve niyetim buydu. Yine sıkıldım diyerek aynı şeyleri tekrar etmeme hiç ama hiç gerek yoktu. Büşra bana yaklaşana kadar beklemeye devam, elden gelecek bişey yok.
O günden sonra birinci sınıflarla derslerim bi türlü denk gelmemişti. ikinci sınıflardansa nasıl ya da kimlerden not isteyebileceğimi hiç bilmiyodum. Önyargıyı kırmaya başlamıştım aslında yavaş yavaş. Çünkü vize yerine geçecek bi ödevde varlıklarını dahi hiç farketmediğim bi kız grubu "Ya bizim gruba gelir misin, seninle tanışmayı da çok isteriz" gibi bi teklif sunmuştu bana. Gelmez miyim yahu, seve seve gelirim. Grupta Zeynep (Auracı olan değil), Rümeysa, Büşra (başka bu) ve Ebru isimlerinde 4 tatliş kız vardı. Sizlerle tanışmak benim içinde zevk olacaktı kızlar, hem belki ekgib olan notlarımı sizler tamamlarsınız kim bilir .)
Ayrıca sürekli futbol muhabbeti yapan erkek tayfadan da bi halı saha teklifi gelmişti vizelerden önce. Sevinmiştim aslında benide aralarına dahil etmeye çalışmalarına. Gelirim dedim onlara da, güzel bi tanışma olurdu. Yavaş yavaş 2. sınıfların arasına da karışmaya, isim duyurmaya başlayacaktık artık.
Bi kaç gün daha böyle geçmiş, derstir not toplamadır kızlarla-erkeklerle tanışmadır derken tekrardan birinci sınıflarla gireceğim ders günü gelip çatmıştı. Sınıfa geç gitmiştim ve istemsiz bi şekilde tavırlıydım. Tavrım elbette Büşra'yaydı. Ulan gerizekalı, kız doğru olanı yaptı diyosun ama hala kendi kendine tavır alıyosun. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu gibik. Kendi kendime triplenmişken Büşra'nın sınıfta olmadığını da farkettim ufak bi göz gezdirmeyle. Zaten farkedilmemesi mümkün olmayacak kadar büyük ve güzel gözlere sahipti, olsaydı bilirdim.
Gelip yine ön sıraya yakın olan yerlerden birine oturdum, Mikail ön sıramdaydı. "Noldu aga, bi durgun girdin sınıfa. Büşra sana tekmeyi koydu heralde ahahahaah" diye girer girmez başlamıştı taşlamaya. "Olm bi dur zaten tavırlıyım, yüklenme bugün bana" dedim. Bu konuşma sürerken yine bi güneş gibi doğdu sınıfa Büşra, girer girmez göz göze geldiğimizi farkettim. O da hızlı adımlarla yanımıza doğru gelip Mikail'in yanına oturdu zaten. Bakın, dikkatinizi çekiyorum beyler, Mikail'in yanına oturdu. Neden ulan, neden..!
başlık yok! burası bom boş!