-
401.
+4dıbına koyim ben buraya bsgyi anlatmaya gelmiştim olay hepten liseyi anlatmaya döndü. o yüzden size onuncu sınıfta rutinleşmiş olan triplerin tillahını yaşadığımı ve haftanın iki ya da üç günü, arkadaşlarımla ya da tek başıma o yarım saatlik yolu yürüyüp o çoamlıkta içip sonra da tekrar yürüyerek eve döndüğümü anlatmayı unuttum. belki samimiyetsiz gelecek sürekli neşeli şeylerden bahsettiğim için. ama şunu söyleyebilirim ölenle bile ölünmeyen hayatta olabildiğince az üzülmem gerektiğini o yaşlarda farketmiştim. gerektiğinde onu düşünüp üzülüyor yeri geldiğinde eğleniyordum. sürekli kendimi gibecek düşüncelerde bulmamak için uğraş veriyordum gündüzleri.
dediğim gibi hafta iki üç kez gidip o çamlıkta içerdim mutlaka. bazen tek başıma bir müzik açarak bazen de arkadaşlarımla.
bir gün yine aşk acısı nüksetmişti. yanımda ahmet yunus ve emre diye bir arkadaş vardı. emre benim çocukluk arkadaşım. ahmetlerin de de lisede tanıştığı arkadaşımızdı. bana laf verildiğinde olabildiğince karşıdakinin ruh hali neşeliyse öyle davranmaya çalışırım. kendi sıkıntımı başkalarına yansıtmayı hiç sevemedim içimde tuttum olabildiğince. yeterince çok tutmuşum ama. arada makaralar döner gibi oluyordu ama benim bizimkilere çaktırmamaya çalışma çabam sanırım başarısız oluyordu. birkaç makara denemesinden sonra onlar da duruldu. ben mutsuzluğumun farkedildiğini anladığımda iyice içimde bir şey birikti. tarif edemiyorum. sonra bizimkilerin 'yeter lan 2 yılı geçti yeter artık kimseyi mi görmüyor gözün' gibi laflarıyla o şey büyüdü içimde. iç organlarımda bir baskı oluşuyordu.
başlık yok! burası bom boş!