yüzüm kıpkırmızı oldu zaten anladı bin güldü yanına gidince. bide tanrı vergisi çok taktan bir refleksim vardır. çok kasıldığım zaman kafam boşalan yannan kafası gibi titrer. (şaka yapmıyorum cidden hala var) neyse gittim yanına konuşma şöyle oldu
ket:efendim (kafa gene yarak kafası gibi bu sıra)
buse: merhaba ben buse adın ne senin?
k:burak bende ama adımı kullanmıyor kimse...
derken böldü.
b:biliyorum ket diyorlar anlamı?
k:bende tam bilmiyorum salladığım şeyler tutuyor diye lakap taktılar dedim
b:anladım ben sana burak dicem olur mu?
k:nasıl istersen. ne konuşmak istemiştin benimle?
b:geçen gün sinirliydim acısını senden çıkardım özür dilemek istedim o yüzden gelmeni bekliyordum burda
k:önemli değil olur öyle şeyler (içimden gibtir yarram ergenliğin gazındasın işte klişe yapıyon)
b:gel içeri geçelim da sana bi kahve ısmarlayim rapçi
dedi ve içeri geçtik. birkaç gün mesajlaşmalar falan her gece bana iyi geceler zütünde uçuşsun pireler şakası yapıyor bende böyle gerzekçe konuşmadan ötürü bunu arkadaş olarak görüyorum tabi derken yine haftasonu görüştük bununla dersanede. ağlayarak geldi yanıma