-
351.
+13 -1bi yandan bu düşüncelerle kafamı meşgul ederken öte yandan da mikail'le sohbet etmeye devam ediyodum. klagib geyikler falan filan. o kadar laf ediyodum falan ama sınıfta hoşlandığı biriside varmış beyimizin, henüz söylemedi. zamanla alırız baklayı ağzından, sorun değil.Tümünü Göster
ben arkam dönük mikaille konuşurken "aha büşra'da geldi" diye böldü konuşmayı. kimmiş ulan bu büşra diye dönüp bakmama kalmadan gözlerim faltaşı gibi açılıp yerlerinden fırlayacak gibi oldu. büşra, büşra, büşra.!?
hatırlarsınız, daha konuşmanın en başında renkli gözlülere olan hassasiyetimi ve zaafımı belirtmiştim. hatta belirtmekle kalmayıp detaylarını da sık sık söylemiştim sizlere. tüm bunlardan bahsederken melek gibi geçip giden, hala aklımda olan ama göremediğim birisi vardı hatırladınız mı ? izmirde metro aşkları çok olur, o da benim dolmuş aşkımdı hani. kısa boylu, zarif, ince mi ince, masmavi gözlere sahip, tesettürlü bi hanımefendi oturmuştu yanıma. işte o sınıftan içeri girmiş bizim sıraya doğru aynı zarifliği koruyarak yürümeye devam ediyodu. hadi canım, yok artık. bu kadarıda olamazdı, olmamalıydı ya da. hani sürpriz bi kupon yapıp bakmaya dahi tenezzül edip cüzdanının bi kenarında unutursun da sonrasında kuponun tuttuğunu farkedip hem şaşkınlık hem de mutlulukla iddaa bayiine koşarsın ya. heh işte, onun gibi bi durum içindeydim bende. haftalar önce gördüğüm, unutup zihnimdeki cüzdana koyduğum aklını kaçırtabilecek güzellikteki bu sürpriz kuponu daha yeni hatırlayıp baktığımda kazandığımı farketmiştim. kazanmak derken doğrudan bi kazanma değildi elbet. ama sırf tekrar görebilmek uğruna "ulan dersim yok ama aynı saatte dolmuşa binsem görür müyüm acaba" dediğim, bulmak için umudumu kaybettiğim şu güzelliği bulmak ne kelime doğrudan yanımda belirmesini görmüştüm ya daha ne olabilir ki.
şaşkınlığımı gizleyemedim, ama çokta belli etmemek için gelenlere selam verdim, arkamdaki alakasız kişilerle konuşmaya çalıştım falan. oysa o o kadar güzel gülümseyerek geliyodu ki bizim yanımıza. mikail'le konuşmaya başlamıştı
"günaydııın, nasılsın mikail. erkencisin bugün yine"
"günaydın büşra günaydın, yurtta canım sıkılıyo ya. ben de gelip sınıfta oturuyorum böyle. (izmirli)yle laflıyoduk bizde öyle. tanışsanıza"
pas bana atılmıştı. çokta güzel değerlendirip gole çevirebilirdim bu konumda. ne de olsa ağzı laf yapan, tanışmayı seven, hele ki böyle birisiyle tanışmak için can atabilecek birisiyim. ama bu sefer kaleci biraz farklı, biraz değişik. çünkü tesettürlü insanlarla nasıl konuşabileceğimi hala tam anlamda kestirebilmiş değilim. selamlaşmak için elimi uzatsam, ayıp olabilir. hadi ayıbı geçtim karşılık vermeyebilir. ama kafa sallayıp geçmek gibi boş bi harekette yapmak istemiyorum. çok fazla vaktimde yoktu düşünüp karar vermek için. basit bi şekilde kıvırmaya çalıştım
"selam büşra, (izmirli) ben. eğer buraya oturacaksan kalkabilirim, arka sırada boş ne de olsa"
ulan bu kadar kötü bi karşı atak olamazdı ya. ama kendisi o kadar naif bi hanımefendiydi ki bozuntuya vermeden gelip oturuverdi "yok yok sorun değil buraya da oturabilirim. tanıştığıma memnun oldum. senden çok bahsedildi bizim kızlar arasında. ama bi türlü tanışma fırsatımız olmamıştı"
oha, ne kızları lan. haberim olmadan kız muhabbetlerine mi dahil olmuştum ben ? gündüz benden bahsedip geceleri yurt odalarında uykuya dalmadan önce kurdukları ateşli fantezilere mi alet etmişlerdi acaba beni (ahahahaha)
tabii ki şaka lan, olur mu hiç öyle şeyler. olsa olsa "çok egolu bu huur çocuğu, yüz de verilmez buna, iki konuşsak yavaşamaya çalışır it oğlu it" demişlerdir hakkımda. fazlasını düşünmem. sormakta istemem. ama böyle bişeyi pat diye söylemesiyle büşra'nın saf mı, açıksözlü mü yoksa boş boğaz birisi olduğunu mu anlayamamıştım. hareketlerine, mimiklerine bakacak olursak daha çok 'saf' birsiydi. kıyamam ya, saflık bi insana bu kadar mı çok yakışırdı. değişmiştim lan ben, değişmekteydim.
sakarya'da kaldığım 4. ya da 5. haftaydı. fakat bu kadar süre beni değiştirmeye başlamıştı bile. hayatında hiç tesettürlü birisiyle konuşma ya da arkadaşlık kurmamış olan ben şimdi böyle birisinden fazlasıyla hoşlanıyor, gözlerine bakmak için can atıyor, aklımdan çıkaramıyordum. hala emin değilim neler hissettiğim ya da neler yapacağımdan. ama değişimimi göz ardı etmekte olmazdı. olumlu bi değişim miydi bu ? ya da izmirde edinmiş olduğum 'ego'mu törpülemeye mi başlamıştım ? bilemiyorum. ama sakarya ve başta büşra bana bunu farkettirmişti... -
-
1.
0Hadi ya devam
-
2.
0Pampaaaa devam artık
-
3.
0Lan hadisene yannanım
diğerleri 1 -
1.
başlık yok! burası bom boş!