+2
AYNI GECE...
Tuğrul'u Mert sarsarak uyandırdı...
Hadi dedi yapmamız gereken acil bir iş var... Görevi sadece bize verdiler... acil hazırlanmamız lazım...
Mert hiç böyle davranmazdı diye düşündü Tuğrul... ama çokta takılmadı aslında... görev çok özel diye düşündü...
Hemen ekipmanlarını ve tulumunu giydi... hazır hale geldi...
Mert geldi sonra...
Hazırsan çıkalım dedi...
Mert'in koltuk altında iki tane kask vardı...
Biri kendi... Biriside Tuğrul için...
Fakat kasklarda bir değişiklik söz konusuydu...
Hiçte kendi kullandıkları kasklara benzemiyordu...
Mert helikopterin başına gidene kadar Tuğrul ile konuşmadı...
Helikopterin başına geldiklerinde Mert Tuğrul'a kaskını verdi...
Kan kırmızı bir kasktı bu...
Mert'in kaskıda simsiyahtı ve üzerinde iNTiKAM yazıyordu...
Görev nedir diye sordu Tuğrul...
ÇOK ÖNEMLi iKi KiŞiYi ALINACAK... BiZiMDE ONLARI KORUMAMIZ GEREKiYOR dedi Mert...
3 tane helikopter hazırlanmaya başladı...
Mert Hiç Tuğrul ile konuşmuyor sanki o yokmuş gibi davranıyordu...
Helikopterler motorlarını çalıştırmaya başladığı zaman Uh-60 Helikopterin içine iki adam girdiğini gördü...
Orta Yaşlı, hatta ihtiyar denebilecek iki kişiydi bunlar...
Birisinin çelik yeleğinin her yerinde tabanca şarjörleri vardı...
KILIFLAR ÇELiK YELEĞiNDE V HARFi OLUŞTURACAK ŞEKiLDEYDi...
Bacak kılıflarında tabancalar vardı...
Diğeri uzun saçlıydı ve saçlarını arkasında toplamıştı...
Sakallı elinde büyük sayılabilecek büyüklükte bir BALTA TAŞIYORDU...
SANKi HELiKOPTERE BiNMEKTEN KORKUYOR GiBi DAVRANIYORDU...
Ne garip dedi Tuğrul...
Bunlar hiç askere benzemiyor... hatta birinde Balta var...
ne alaka diye düşündü...
Ama içinde garip bir hissiyat vardı...
Kafasına çok takmadı...
Gün ışımaya başladığı zaman helikopterler havalanmaya başlamıştı...
Mert bütün kontrolleri eline almış helikopteri doğru hat üzerinde normal seyrinde ilerletiyordu...
Şehrin üzerinden geçerken...
Bir duman gördü Tuğrul...
Simsiyah bir duman göğe doğru yükseliyordu...
Dumana yaklaştıkları zaman yerde düşmüş bir helikopter olduğunu gördü Tuğrul...
Düşen helikopter kendi helikopterleri gibi bir SUPER KOBRA tipiydi...
Motor kısmından simsiyah bir duman gökyüzüne yükseliyordu...
Helikopterin pilotlarını görebiliyordu tuğrul...
ikiside aracın dışındaydı...
Birisi yerde yatıyor diğeri de onun kafasını kucağına almış o şekilde yardım gelmesini bekliyorlardı...
Etrafını yürüyenler sarmak üzereydi...
Tuğrul panik olmuş bir şekilde Mert'e seslendi...
MERT... BiR HELiKOPTER VURULMUŞ... BAK ŞURADA... GÖRÜYORMUSUN ???... MERT... GÖRDÜNMÜ BiR HELiKOPTER DÜŞMÜŞ...
Mert sanki Tuğrulu çok önemsemiyormuş gibi davranararak...
Evet dedi... Gördüm... Ama işimiz bu değil...
Mert'in bu hareketlerini anlamayan Tuğrul kendi telsizinden durumu Kuleye iletmek istedi...
FAKAT TELSiZ ÇALIŞMIYORDU...
Ilerde deniz kenarında bir ev göründü...
Denizin kenarında tek başına duran ahşap bir evdi...
Önünde siyah bir araba duruyordu...
DENiZ KENARI ???
Tuğrul içinden Buraya en yakın deniz kilometrelerce uzaklıktadır... Deniz ne alaka diye düşündü...
BiR ŞEYLER YANLIŞ GiDiYORDU...
AMA NEYDi... iŞTE BUNU BiLMiYORDU...
UH-60 Black Hawk yavaş hareketlerle inişe geçti...
Akıncı 3 ve diğer helikopterler koruma poziyonu alarak inişe geçen helikopteri korumak için daireler çizmeye başladılar...
Tuğrul bir yandan aşağıdaki durumu gözlüyordu...
Evin içinden iki tane en az öteki adamlar kadar ihtiyar iki kişi çıktı...
Yanlarında birde genç sayılabiliecek bir kişi daha vardı...
Uh-60'ın içinden bir kişi indi ve evden çıkan iki kişinin yanına geldi...
Bir süre o şekilde kaldılar...
Bir şeyler konuşmaya başladılar sanırım dedi Tuğrul...
Sonra evden çıkan iki kişi helikoptere bindiler ve Helikopter ağır hareketlerle havalanmaya başladı...
UH-60 'ın yanına geldiklerinde Helikopterin adının YILDIZ 4-1 olduğunu farketti Tuğrul...
Içindeki pilotlardan birisininde yüzünün çok tanıdık olduğunu...
PiLOTLARDAN BiRiSi MERTTi...
iHTiYARLAMIŞ GiBiYDi...
AMA YANINDAKi KiŞi KENDiSi DEĞiLDi...
FARKLI BiR KiŞi VARDI YANINDA...
AMA KENDiSi DEĞiLDi...
O SIRADA TELSiZ BAĞLANTISI TEKRAR AKTiF HALE GELDi...
TUĞRUL DEDi TELSiZDEKi SES...
OĞLUM... ORDAMISIN... TUĞRUL...
BU BABASIYDI...
TUĞRUL TELSiZDEN GELEN SESiN iLK BAŞTA NE OLDUĞUNU ANLAMADI...
TELSiZDEKi SES TEKRAR KONUŞTU...
TUĞRUL... ORDAMISIN OĞLUM... BEN BABAN... BENi DUYUYORMUSUN OĞLUM ?
BABA dedi Tuğrul... BABA BU SENMiSiN ?...
EVET OĞLUM BENiM... BENiM... BABAN...
Tuğrul Mert'e seslendi ama Mert Onu duymuyor gibiydi...
Daha doğrusu farketmiyor gibiydi...
BABA... NERDESiN... dedi Tuğrul...
ÇOK YAKINDAYIM OĞLUM...
TUĞRUL AĞLAMAYA BAŞLADI...
SENi ÇOK ÖZLEDiM BABA...
BiLiYORUM OĞLUM... BENDE SENi ÇOK ÖZLEDiM...
YANINA GELMEK iSTiYORUM BABA... SENiN iSTEDiĞiN GiBi ASKER OLDUM BEN...
BiLiYORUM OĞLUM... ZATEN YANIMA GELiYORSUN MERAK ETME YAKINDA BULUŞACAĞIZ...
Sonra telsizden cızırtı sesleri yükselmeye başladı...
Frekanslar karışıyordu...
Kulağına belli belirsiz sesler gelmeye başladı...
" AKINCI 3 VURULDU... VURULDUK... VURULDUK... KUYRUK PERVANESiNDEN iSABET ALDIK... DÜŞÜYORUZ... AKINCI 3 DÜŞÜYOR... DÜŞÜYORUZ... AKINCI 3... DÜŞÜYOR... AKINCI 3... DÜŞÜY... "
Tuğrul çığlık atarak uyandı...
Gördüğü şey lanet bir kabustu...
Ter içinde kalmıştı...
Fakat kulağında hala son duyduğu şeyler yankılanıyordu...
" Akıncı 3... VURULDU... DÜŞÜYORUZ... TUĞRUL BEN BABAN... YAKINDA YANIMDA OLACAKSIN... "
Mert Tuğrul'un bağırarak uyandığını görünce yanına geldi...
Uzun süredir ayaktaydı...
Tepelerinden sürekli savaş uçaklarının sesleri geliyordu...
Ne oldu Tuğrul... iyimisin kardeşim dedi Mert...
Iyiyim dedi Tuğrul... sadece bir kabustu... Kabus gördüm...
Uçakların sesinden dolayıdır dedi Mert... Şehir bombalanıyor...
Nasıl yani dedi Tuğrul yerinden kalkarken...
Mert'in yanında şehri izlemeye başladı...
ŞEHiR CAYIR CAYIR YANIYORDU...
Tümünü Göster