bazen uğrayıp kafama esen şeyleri yazıcam

2009-2012

gülmek için sözlüğe girilen dönemler... daha ortada gezi olayları falan yokken internet sansürünü protesto etmek için sokaklara çıkılmış... sözlük örgütlü şekilde medyayı sabote ediyor, televizyonun tek taraflı geçirgenliğini, medya kuruluşu ve medyatiklerin aleyhine, sıradan insanların ise lehine olacak şekilde sabote ediyordu. o zamana kadar olağan insanlar medyayı takip ederken, inci gibertmeleri ile birlikte medya, sıradan insanların ne dediğini takip eder olmuştu.

aynı dönem 1 Mayıs işçi Bayramı'na katılımlar, hiçbir örgütlü fikre dayanmayan başka bazı protesto eylemleri ve sokak hareketlerinde de hızlanma oldu. kamusal alanda yer kaplamak ve ses duyurmak gittikçe daha popüler oluyordu.

aslında gezi eylemlerinin ve sonrasında oluşan muhalif kemik bir kesimin, yaklaşan ayak sesleriydi duyulan.

tabi inci tek başına değildi, öncesinde ekşi'den otisabi'nin katıldığı programla medya çarkları ilk kez gıcırdadı. ama en cesur hareketleri inci yapardı.

sonra twitter ve instagram fenomenleri, youtuber'lar falan derken, örgütlü ve kolektif hareketlerin dönüştürücü gücü unutuldu. kitle hareketlerinin getirdiği enerjiyi belirli noktalara odaklayabilen pazarlamacı kimseler, köşeyi döndüler.

tarih böyledir hep. anonim ve doğalında örgütlü olarak, kendiliğinden bir kitle hareketi başlar, olağanlaştıktan sonra biriki şahıs bunun ekmeğini yer ve biriken tüm enerji, tüm dönüştürücü güç, bir çığ olup tarih yazabilecekken, 2-3 adamın elinde bin olur, paraya dönüşür gider.

bu adamlar kendilerine afilli ortamlarda liberal derler. oysa şark kurnazlığından başka bir şey değildi yaşanan.

Artık kimse hatırlamıyor, nesilcilik yapılıyor diye birileri suçlanıyor. Dile kolay, 8-9 yıl olmuş, bu nesil meselesi falan değil, bir tanıklık meselesi, o dönem, o atmosferde katkısı olan, çabalayan, doğru ya da yanlışlığından bağımsız olarak risk alabilen, yüzleşebilen, gündeme tepki vermek yerine gündemi yaratan bir dalga vardı. ilk üç nesil işte o dalganın içinde bizatihi bulunan insanlardı.

O dalganın içinde bulunan insanlar arasında nesilcilik yapılması tabi ki ayıptı. Çünkü zıt fikirde olsalar da benzer aksiyonların, yöntemlerin insanlarıydı ilk 3 nesil.

dötüncü ve sonrasında ise nesilcilik suç değil haktır bence. şu an trend olmak için ıkınan veletlerin hiçbiri, en azından bir internet sansürü protestosunda bulunmadılar. bir emekleri ve çabaları olmaksızın atıp tutuyorlar.

dünya, türkiye, yerli medya ve inci sözlük... hepsi olumsuz yönde değişim geçirdi ve düşmeye devam ediyor...