O esnada telefonu çalıyor bu arada her hangi zil sesi falan duymadım neyse bu garip şiveli zayıf Türkçeli adam başlıyor takır takır ingilizce konuşmaya aman allahım duysanız inanamazsınız tabi bende o kadar ingilizce yok çat pat kelime yakalıyorum olayın konuşmanın bütününü yakalayamıyorum.
O. Bey diyor hanımla konuştum onlar da çok perişan oldular bu süreçte çoluk çocuk torun falan bitse de rahatlasak hep beraber falan diyor.
Ee diyorum G. abi şimdi nolucak nedir yani son durum O. Bey dedi tüm param malum yollarda heba oldu 30 lira cebimde para kaldı burada yatırmam gereken parayı yatırdıktan sonra başsavcının yanına çıktım durumumu anlattım bana yapabileceğim bir şey yok dedi diyor inanabiliyor musun O. Bey diyor ben de diyorum ki inanırım abi inanırım ahhhh mal ben inanırsın tabi ağzını beş karış açarsan her şeye inanırsın neyse bu devam ediyor O. Bey diyor düştüğümüz duruma bakın ben Alanya'da yatarken aynı zamanda Avustralya vatandaşlığımdan dolayı büyükelçilik ayda 1 tam teşekkülü hastanede beni doktor kontrolüne sokturuyordu fakat kendi ülkemde anavatanımda bana reva görülen muamale 30 lira parayla resmen sokakta kalmam hiç bir eşyam cartım curtum yok gözler uzağa kitlenmiş vaziyette çıkartıp bir sigara daha yakıyor sigarayı sallayarak bu merete de hapishanede alıştım diyor.