-
76.
0Saatler geçti ve öğle arasına geldik. Mert hala çalışıyordu. Ve tabii ben de.Tümünü Göster
Nejla-“Biz yemeğe gidiyoruz. Siz geliyor musunuz?”
b-“Benim işim var bayağı. Akşama anca yetişir gibi. Siz gidin isterseniz Mert’i alıp.” Pelinsu ile gidemeyişim içimi her ne kadar yaksa da bu bir gerçek, işim çok.
Nejla-“Mert. O zaman sen gel gidelim.”
Mert-“Benim işim Bir Bine’den fazla. Siz gidin. Ben bugünü pas geçeceğim.” Dedi. Töbe bismillah. Çocuk korkudan evrim geçirdi. işine 4 elle asılıyor. Arada dikkat de ettim hiç işin başından kalkmadı. Normalde arkadan video falan izlerdi izlemedi bile. Demek ki buna bunca zamandır Haylaus lazımmış.
Nejla-“Siz bilirsiniz. Biz gidiyoruz.” Dediler ve gittiler. Cam kenarına bir kuzgun kondu. Ayağa kalktım ve camı açtım. Kimsenin olmadığını kontrol ettikten sonra da kuzgunun yanına gittim:
b-“Abla, sen misin?” dedim. O da cevap vermedi. Yani kuzgun çok da buralarda uçan bir kuş değil. “Sensen geç içeri.” Dedim ve o da içeri uçtu. Gerçekten de ablam.
b-“Abla konuşabilirsin. O her şeyi biliyor.”
Kuzgun-“SEN APTAL MISIN? NASIL SÖYLERSiN ONA YETENEĞiNi? Haylaus duymuştur kesin.” Mert elindeki işe ara verdi ve:
Mert-“Evet, duydu ve tanıştık.”
Kuzgun-“O zaman hala nasıl yaşıyorsunuz?” Başımızdan geçen olayların hepsini anlattım ve gaklamaya başladı.
Mert-“Ablan neden gaklıyor?”
b-“Kahkaha atıyor şu an.”
Kuzgun-“Yani… Siz… Evci insan olduğunuz.” Gaklamaya devam etti.
b-“Rica ediyorum gülmeyi kes. Ömrümden ömür gitti.”
Kuzgun-“Sen kaşınmışsın.”
b-“Beni sıkıştırmasaydı söylemezdim.”
Mert-“Bilseydim seni sıkıştırmazdım.”
Kuzgun-“Yapacak bir şey yok evcil in san” dedi ve tekrar gaklamaya başladı.
Mert-“Kanka, ben sapanı hazırlayıp geliyorum. Sen onu sabit tut.” Dedi ve ayağa kalktı.
Kuzgun-“Saçmalama. Benim tüyüme zarar gelse Haylaus seni yaşatmaz.”
b-“Ben test ettim onayladım.”
Mert-“Zaten ciddi söylemedim. Bunu anlamanızı beklerdim. Bir daha Haylaus ile karşılaşmak istemiyorum.” Dedi ve yerine oturdu.
b-“Eee abla, niye geldin?”
Kuzgun-“Senin için endişelenip gelmiştim ama görüyorum ki… artık… sahibiniz izin size… bakar.” Dedi ve tekrar gaklamaya başladı. Mert ani bir hareketle kuzgunu eline aldı ve:
Mert-“Geldiğin için teşekkürler. Hadi işimiz var selametle” dedi ve pencereden dışarı salacak iken ablam:
Kuzgun-“Akşam eve geleceğim ve sana ruh baskısını öğreteceğim.” Dedi ve Mert onu dışarı salıp pencereyi kapattı. Normalde ablamı dışarı attı diye kızardım, ama bu sefer hak verdim.
başlık yok! burası bom boş!