/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Öğle arası oldu ve Pelinsu yanıma doğru yürümeye başladı. Ne isteyecek acaba? Biraz bir şeyler atıştırmıştım ama nefesim kokuyor mudur hala? Naneli sakız umarım bastırmıştır.

    Pelinsu-“Hadi yemeğe gidelim.”

    Mert-“Benim yemekten çok uyumaya ihtiyacım var. isterseniz siz gidin.” Beni yalnız mı bırakacak? Ben bu seviyeye hazır değilim. Bir Bine. Kendine gel. Sen artık yetişkin birisin. Ve yetişkinler için böyle bir durum normaldir. Çık artık şu ünili kafasından. Aslında üniversitede de normal. Kafamda çok fazla şey dönüyor.

    Pelinsu-“Tamam. Gel Bir Bine o zaman gidelim.” Ayağa kalktım ve tek ikimizin gittiğini görünce:

    b-“Nejla gelmeyecek mi?” ismini j ile söylemek çok garibime gidiyor. (Yazması daha garip. Harf hatası verip oto düzeltiyor sonra ben tekrar bozuyorum onu. Sanki TDK ya ihanet ediyormuşum gibi :P )

    Pelinsu-“O Musa abi ile önemli bir şey konuşacakmış. Sonra bize katılacak. Biz önden gidelim.” Dedi ve asansöre bindik. Asansörde hiçbir şey konuşmadık. Aşağıya vardık ve dışarı çıktık. Aslında şirketin yemekhanesi var lakin nedense bizim ofisteki kimse oradan bir şey yemez. Ben dışında. Tabi ilk başlarda yerdim, sonra Mert ile kaynaşınca yemekhanede yemeyi bıraktım. Bence yemekhanenin yemekleri de güzeldi.

    Yürüyüşümüzün sonunda yıkıklığım saolsun hiçbir şey konuşmadan ev yemeği yapan yere vardık. Lokantanın ismi Anne Eli. içerisi çok güzeldi. Sanki mahalledeki herhangi bir ev gibi tasarlamışlar. Her yerde halılar (tabi ayakkabıyla giriliyor yani halılara yazık olmuş yine de temiz gözüküyorlardı) tavanda gösterişsiz bir lamba, her evde gördüğümüz ampüllerden yani, lokantanın bir köşesi yer sofrası (yani divanlar var), bir köşesi de masalar vardı. Yer sofrası olması hoşuma gitti. Aslında içerisi çok büyük değildi. Ama yine de insanı evinde hissettirmesi için çok uğraşılmış. Başında baş örtüsü olan bir kadın bize yaklaştı ve:

    Kadın-“Hoş geldin Pelinsu kızın. Sen de hoş geldin oğlum. Geçin şöyle oturun.” Oğlum mu? Kızım mı? Vay lan. Cidden güzel bir konsept düşünülmüş. Pek fazla kişi anlamaz bu konsepti “Bana oğlum diyemezsin lan” cılar çıkabilir yani. Sanki oğlum diyince ananı… töbe töbe. Kendi kendimi kızdırmayı başardım ya tebrik ediyorum kendimi.

    Pelinsu-“Biz dışarıda oturalım abla.”

    Kadın-“Nasıl istersen kızım. istediğin yere geçebilirsin.” Dışarıdaki bir masaya geçtik. Otuduğumuz zaman kadın:

    Kadın-“Ne istersiniz yemeğe?”

    Pelinsu-“Ben günün menüsünden alayım abla. Sen ne istersin?”

    b-“Ben de günün menüsünden alayım.”

    Kadın-“Tamam, siz elinizi yüzünüzü yıkayın ben sofrayı hazırlarım.” Dedi ve gitti. Oha lan. Çok hoşuma gitti. Elinizi yüzünüzü yıkayını da yanlış anlayabilirler. “Ben pis miyim lan” cılar çıkar bu seferde. Hay amk. Bana neyse. Ben niye düşünüyorum bunları?
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2
      TDK ya değil bana ihanet ediyorsun şu anda. j kadar sevimsiz bir harf var mı ya?
      ···
   tümünü göster