/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    On saattir aynı şeyi tekrar tekrar yapmama rağmen bir sonuç çıkmadı. Sadece yemek molası verdim. Onun haricinde hiç mola vermeden devam ettim ama sonuçsuz.

    b-“Abla. Benim köprü olduğuma emin misin? Hiçbir işe yaramıyor çünkü.”

    Serçe-“Senin bir sonraki köprü olmana karar veren kişi Haylaus’tu.”

    b-“Peki Haylaus ile konuşamaz mısın? Eğer beni eğitirsen seni Eternal’den çıkarsın.”

    Serçe-“Zaten seni normalde Hinn’in bir arkadaşı eğitecekti. En azından Haylaus’un planı buydu. Ama Hinn seni benim eğitmemi istedi.”

    b-“Hinn’in arkadaşı mı? Bir hayvan mı eğitecekti yani beni?”

    Serçe-“Tabi ki bir hayvan eğitmeyecekti. Hinn bir zamanlar insanmış. En azından ben öyle duydum. Dünya’da dostları varmış. Onlardan biri gelip seni eğitecekti.”

    b-“Kafam çok karıştı. Şimdi benim bildiklerim şunlar; Haylaus insanlardan nefret ediyor, ama yardımcısı eskiden bir insan mıydı?”

    Serçe-“Bu çok daha karışık bir durum. Ve ben de cevaplarını bilmiyorum. Ama senin için önemli olan şey şu an söylediğim şeyi başarman. Oldukça iyi gittiğini düşünüyorum. Hem akşam oldu. Birazdan Talat gelir.” Dedi ve omzumdan uçup bir ağaca kondu. Daha sonra da köpeğin vücuduna geçti. Bu sefer köpeğin vücuduna geçerken bir enerji dalgası gördüğümü sandım. Hatta gördüm. Köpeğin içine girdi ve:

    b-“Abla, sen şu an Köpük’ün içindesin değil mi?”

    Köpük-“Hmm. Ruhu görmeye başlamışsın. Bu iyiye işaret. 2 hafta demiştim değil mi? 2-3 günde öğrenirsin. Bu oku atmayı öğrendikten sonra olay başlıyor. Evinde de alıştırma yap. Gördüğün kuşa falan ok atmaya çalış. Ben de seni izliyor olacağım.”

    b-“Beni nasıl izleyeceksin?”

    Köpük-“Seni izlemek zor olmaz. Sokakta gördüğün her hayvandan biri ben olabilirim. Şimdi yola doğru yürüyelim.” Dedi ve önden yürümeye başladı. Ben de arkasından yürümeye.

    Talat’ı sadece 5 dakika kadar bekledik. Talat da hemen geldi. Yola çıktığımız andan beridir telefonum deli gibi titriyor. Bir huzur verin. Telefon ormanda çekmiyordu. 27 Whatsapp mesajı hepsi de Mert’ten ve 34 arama. Yine hepsi Mert’ten. Yuh amk. Geri aradım Mert’i. Çalar çalmaz açtı

    Mert-“Kanka nerelerdeydin amk ya.”

    b-“Ne oldu lan ne bu telaş?”

    Mert-“Pelinsu’larla dışarıya çıktık. Seni de çağıracaktım ama telefonlarıma cevap vermedin.” Hay amk. Kaçırdığım fırsatı gibeyim.

    b-“Ne ara böyle bir plan yaptın sen ya?”

    Mert-“Plan işi kolaydı da sen gelmedin salak gibi. Ona senin de geleceğini söylemiştim. Sen de telefonlarıma cevap vermeyince abini aradım. Abin de senin ormanda olduğunu söyledi. Ben de kıza bir yakınının rahatsızlandığını ve o yüzden gelemediğini söyledim. Ne yapıyordun ormanda çok merak ettim?”

    b-“Lan niye benim de geleceğimi söyledin ki bana sormadan? Hem kıza söylediğimiz yalanlar gün gelecek bana girecek amk. Kediden korktum alerjim var dedin, bugün de yakını rahatsızlanmış dedin… Bir daha benden habersiz plan falan yapma.”

    Mert-“Ben senin için planlar hazırlayayım suçlu da benim yani öyle mi?”

    b-“Suçlu sensin demedim. Sadece benden habersiz plan hazırlama bir daha dedim. Eğer yarın da çağırmayı falan düşünüyorsan şimdiden söyle ki bileyim.”

    Mert-“Akrabam mı bu her dakika çağırayım? Benim bile bir sınırım var.” Bak bak bak. Sanki playboy pekekent. Bonom bolo bor sonorom vor.

    b-“Tamam tamam. Bir dahaki sefere plan yapacağında benim de haberim olsun.”

    Mert-“Tamam tamam anladık.”

    b-“Neyse görüşürüz.”

    Mert-“Tamam.” Dedi ve kapattı. Bir senden trip yemediğim kalmıştı zaten.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster