-
1.
+1BiR BiNETümünü Göster
içeri girer girmez Deniz köpeğin üzerine koşmaya başladı.
Deniz-“Aaa köpek.” Dedi ve köpeğe sarıldı. Eğer ki benimle konuşmasa derim ki normal köpek. Arada kaşınıyor falan. Ne bileyim dört ayak üzerinde durmak zor gelir bana. Hem de bu kadar süre.
Sevim-“Hoş geldin Bir Bine. Ne zamandır gelmiyordun bize…”
Talat-“Sen neden ayağa kalktın bakayım? Doktor ne dedi? Yatsın dinlensin demedi mi sana?”
Sevim-“Yaa ama sıkıldım evde. Bak hem eve ne güzel köpek de getirmişsin. Biraz köpekle uğraşırım…”
Talat-“Onun işi senin değil. Bir Bine’yi boşa getirmedim ben.”
Sevim-“Ne kadar ayıp Talat. O misafir. Köpekle niye o ilgilensin? Hem Bir Bine hayvanlardan korkar.”
b-“Beni daha iyi tanıyamazdın.” Diyince köpek… aman ablam havladı. Ben de yerimden sıçradım resmen. Kafam çok bulanık amk. Gıcıklığına yapıyor sanki. Ama sanki orada da ablam yokmuş gibi. Tamam ya. Ben rüyadayım. Ya da uyuşturucu falan mı çektim acaba? Dünkü partide içtiğim bir şey mi dokundu?
Sevim-“ismi var mı köpeğin?”
Talat-“Daha isim vermedim.”
Deniz-“Köpük olsun.” Diyince ablam Deniz’i yalamaya başladı.
Talat-“Hoşuna gitmiş gibi duruyor. Şimdi siz içeri geçin. Biz de köpeği yıkayıp geliyoruz.”
Deniz-“Köpek değil o, Köpük.”
Talat-“Tamam tamam. Köpük’ü yıkayıp geliyoruz. Yemekten sonra oynarsın.”
Deniz-“Tamam.” Dedi ve içeri koştu.
Sevim-“Bir Bine. istersen sen de gel içeriye.”
b-“Yok yenge sen git. Biz hallederiz köpeğin temizliğini.”
Sevim-“Tamam sen bilirsin.” Dedi ve içeriye girdi. Uzaklaştığını kontrol ettikten sonra tekrar konuşmaya başladı:
Köpük-“Kızın çok güzelmiş. Hiç sana benzemiyor.”
Talat-“Ha ha ha. Çok komik. Neyse seni bir yıkayalım. Bir Bine. Sen de ne kadar daha uzak kalacaksın?”
b-“Köpek olmadığı zaman.”
Talat-“Niye böylesin anlamıyorum ki. Normalde de hayvanların sana zararı yok. Bir de kendisi ablamız.”
b-“Yani bu kadar hızlı kabullenmemi beklemiyorsun herhalde?”
Talat-“O kadar soru sordun ya? Neyini kabul edemiyorsun?”
b-“Şöyle düşün. Gözlerini kapatıyorsun, ve açtığında birden kendini ejderhaların olduğu bir diyarda buluyorsun. Sen direk gidip “aa ejderha diyarına geldim” mi dersin?”
Talat-“Amma hayal gücün varmış seninde ha. Ejderha ne alaka?”
b-“Bu da o kadar absürt işte. Köpek konuşuyor, ablam olduğunu söylüyor ve benden hem köpeklerin konuşup hem de ablam olmasını kabullenmemi bekliyorsun? Bu da o hikaye kadar mantıksız.”
Talat-“Eğer hayvanlardan korkan biri olmasaydın sen de ablamın biz küçükken de böyle hayvan biçimde gelip benimle konuştuğuna şahit olurdun.”
b-“Abi. Sen ablam kaybolduktan sonra yıllarca tedavi gördün. Benden gizledin ama biliyorum. Sonunda yeni bir hayat kurdun ve yine böyle bir şey olmasına izin veremem sana.” Köpek boynunu eğdi bir süre. Ve sonra:
Köpük-“Talat. Sana yaşattıklarım için özür dilerim. Köpeğe sahip çıkabilir misin? Biraz yalnız kalmam gerekiyor.”
Talat-“Abla o kadar kötü bir şey yaşamadım.” Dese de artık köpek konuşmuyordu. Hemen gökyüzüne baktı. Ben de onunla beraber baktım. Evin arka bahçesindeki ağaca konmuş bir serçe kanat çırpıp uzaklaşmaya başladı. Abim de onun arkasından izlemeye başladı.
başlık yok! burası bom boş!