+3
Odama geçtiğimde kafamda hala deli sorular vardı. sonuçta hâlâ bir şey öğrenememiştim. Ayrıca o silah sesinin ne olduğu hakkında bir merak dalgası beni rahat bırakmıyordu. internetten neler olduğuna bakmak istedim. ama sonra hatırladım ki bilgisayarım Zambak'ın odasında kalmıştı ve telefonumu hâlâ bana geri vermişlerdi
"Hay gibeyim!" dedim ve kafamı kaşımaya başladım. Ne yapmalıydım? Saat gecenin üçüydü, bir kızın odasına gidip bilgisayarı anlamazdım ki...
Sağlıklı düşünmem lazımdı. Tuvaleti bulmak için odadan dışarı çıktım. Koridor o kadar büyüktü ki, tuvaleti bulamadım. Bir de aşağı bakayım diyerek aşağı kata indim. tuvaleti ararken kendimi salonda buldum. Salon devasa büyüklükteydi. Hani bazı filmlerde saraydan bir parça koparılmış gibi salonların olduğunu görürsünüz ya, işte aynen öyleydi. Klagib ve şaşalı bir tarzda döşenmişti. ben etrafı incelemeye devam ediyordum ki arkamdan bir ses duydum
"Bir şey mi oldu?"
Arkamı döndüm. bu , akşam gördüğüm kumral saçlı kızdı.
"Şey... Ben... Lava... Lavabo... " diye aptal aptal kekeledim. gerçi niye kekeliyordum ki amk?
Güldü "Beni takip edin, size göstereyim."
Dediğini yaptım ve onu takip ettim. Bir süre koridorda yürüdükten sonra bana bir kapı gösterdi. "işte burası"
Ona teşekkür ettikten sonra içeri giriyordum ki "işiniz bittikten sonra tekrar salona gelin, size bir şeyler ikram edeyim " dedi.