burayı kısa geçeciğim. günlerden cumartesi. okulda zaten kafam gibiliyor, bir de gece mesaisine kalmışım. tam bu hafta sonu dinleyeceğim derken sabahın 8:57sinde telefon çalıyor ciyak ciyak. anasına avradına söve söve açıyorum telefonu kimin aradığan bakmadan. birden cemilin sesini duyunca irkiliyorum. kısa keserek çabuk gel diyor kiraz fena. bu sefer tarife farklı olacakmış ağzında gevelediğine göre. hemen hazırlanıp çıkıyorum, evdekilere arkadaşıma ders çalışmaya gideceğim diyerek.
inşallah kahvaltılık birşeyler verirler diye umut ediyorum. eve girince cemil açıyor kapıyı. içeriyi süzerek giriyorum ve mutfağı işaret ediyor. ulan allahın şanslı kuluymuşum diyerek çöküyorum masaya. masada her türlü kahvaltılık var. ikinci çayımı içerken birden ağırlık çöküyor. gözlerim kararırken odaya birilerinin girdiğini farkediyorum ama artık çok geç. kendimi oturma odasındaki koltukta buluyorum. ağzımdaki 25cm damarlı zenci yannanını çıkartmaya çalışırken zütümdeki koca yannanı kavrıyorum kökünden. ulan bildiğin saat satan zencilerden 3 tane kaslı adam tutmuş beni gibtiriyor. gözüm karşı koltukta oturan cemile taklıyor. zencinin birine sakso çekerken bana bakarak otuzbir çekiyor.