-
101.
+3Halis-“Pek tekin bir yere gitmiyorum. Bana anlatır mısın orada ne oldu? Ve omzundaki yaralar da ne? Özellikle bir sıyırık var. Çok sızlatıyor.” Şu an annesinin öldüğünü bilmemesinin daha iyi olduğu düşündü.Tümünü Göster
Alduin-“Ok omzunu sıyırdı. Seni son anda kurtardım lakin portalden bilinmeyen bir diyara düştün.”
Halis-“Onlar kimdi?”
Alduin-“Muhtemelen onlar lanetlilerdi. Annemin bize anlattığına göre gezginler kuralları çiğnediğinde lanete hapsedilir ve herkes tarafından unutulur. Lakin onlar lanetten kaçmanın yolunu bulmuşlar.”
Halis-“Kafam çok karıştı. Babam da biz gezgin ve üstüne üstlük bir ölümsüz, değil mi? Yani senin dediğin efsanevi gezgin.”
Alduin-“Evet.”
Halis-“Beni gelip kurtaramaz da yani yeteneği elinden alındığı için?”
Alduin-“Evet.”
Halis-“Çok güzel. Neyse ki sen yanımdasın.”
Alduin-“Ben de bir süreliğine gidiyorum. Yavru uykusuna yatmamın vakti geldi.”
Halis-“Yavru uykusu mu?”
Alduin-“Evet. Bütün enerjimi yavruma aktaracağım ve sonra uyuyacağım. Sana daha öncede anlatmıştım. Ve uzun bir uyku olacak. Uyandığımda seninle konuşuruz.” Tamam. Bu pek iyi olmadı. Ama ona da engel olamam.
Halis-“Tamam. Uyanınca konuşalım.” Dedim ve rüya bitti. Bittiğinde araba durmuştu. Hepsi şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
Halis-“Ne oldu?” dedim yorgun bir sesle. Hala da uyumak istiyordum.
ÇKarga-“3 gündür aralıksız uyuyorsun. Yaralarını da sardık hissetmedin bile.” Gerçekten de yaralarım sarılmıştı.
Halis-“Teşekkür ederim benimle ilgilendiğiniz için. Benim uykum biraz ağırdır.”
ÇKarga-“Umarım orada da böyle uyumazsın. Duyduğuma göre fazla uyuyan öldürülüyormuş.” Hasgibtir. Ben alarma bile uyanamam. O zaman burası benim ölüm fermanım.
Hepimizi arabadan sırayla çıkarttılar. En azından elimize kelepçe bağlamıyorlar. Şoför benden uzakta. Kaçabilirim o zaman. Sıradan çıkıp kaçmaya başladım.
ÇKarga-“Abi bekle…” dese de geç kalmıştı. Ben çoktan şoförün bana yetişemeyeceği mesafeye kaçmıştım bile. O da arkamdan koşuyordu. Çok yavaş. Hayatta bana yetişemez. En sonunda görünmemeye başladı. izimi kaybettirdim herhalde. Ama emin olamam. Ağaca çıkmam lazım. Burası bir orman. Dallar her ne kadar garip olsa da kontrol ettim ve beni taşıyabilecek durumda. Pek ağaca tırmanmadığım için biraz zor oldu ama tırmandım. Neyse ki geceleyin kaçtım. Sabah olsa beni kesin bulurlardı. Tepede yine bir ateş topu vardı. Acaba onların Ay’ı mı o? Bilmiyorum ama kaçtım. Başardım. Ben öyle sanıyordum. Şoför yanımdaki daldan bana bakıyordu. Ne ara geldi oraya?
ŞKarga-“Gerçekten kaçabileceğini mi sandın? Işıktan kaçamazsın. Kaçış taktiğin tam bir rezaletti. Çevreni kolaçan ederken karşındaydım ama beni görmedin. Ağacın dalını kontrol etmeni beğendim. Başkası olsa düşünmeden tırmanırdı ve ağacın dalı sağlam değilse düşerdi. Ağaca 6 dakikada 24 saniyede tırmandın. Bu süre zarfında seni 56 trilyon 432 milyar 648 milyon 123 bin 989 kere öldürdüm. Hem sabah kaçman da cabası.”
Halis-“Öldürdün mü? Ve sabah mı? Gecenin körü.”
ŞKarga-“Yani zihnimde öldürdüm. Ve şu an gökte gördüğün güneş sabah olduğunun habercisi. Sizin dünyada ışık daha fazla aydınlatıyor olmalı. 50 yılda bir bizim dünyamızı da tamamen aydınlatır. Şimdi antremanımız bittiyse Işık’a geri dönmemiz lazım.”
Halis-“Beni kaçırdın sen?”
ŞKarga-“Ben seni kaçırmadım. Sen teklifimi kabul ettin. Bu da senin bir zaafın. Reddetseydin ben geçip gidecektim. Ama kabul ettin. Vazgeçmene izin veremezdim. Çünkü bir kere kabul ettiğin şeyden vazgeçemezsin.”
Halis-“Peki orada bana ne olacak?”
ŞKarga-“Eğitileceksin. Her şeyde ustalaşacaksın, diller öğreneceksin, taktikler öğreneceksin, öldürmeyi öğreneceksin, marangozluk, terzilik, demircilik ve daha aklına ne gelirse.”
Halis-“Bunların hepsini nasıl öğreneceğim?”
ŞKarga-“Oraya gidince anlayacaksın. Öldürme ve dil hariç diğer her şeyin sadece temelini öğreneceksin ve kendini istediğin şekilde geliştireceksin. Şimdi, sayım zamanı geldi.” Dedi ve yanıma geldi. Farkına bile varmadan sıraya geri dönmüştüm bile. Ne ara? Işınlandık mı? Saçlarım havaya kalkmış. O kadar hızlı mı geldik? Burası neresi böyle?
BEKLEYiN. 1 PART DAHA VAR.
başlık yok! burası bom boş!