+3
Misafir salonuna vardık. Lotus Noz’u görünce ayağa kalktı. Sonra tekrar oturdu. Noz da kendine ayrılmış yerde oturmak için yürüdü. Ve oturduğunda tekrar o rahatlama hissini yaşadı.
Noz-“Buraya kadar sizi çağırdığım için bağışlayın. Uzun bir yolculuk olmuş olmalı.”
Lotus-“Bu prosedürleri kenarda bırakalım Noz. Bütün ülkeleri kendine bağlamayı başardın. Hem de bir seneden daha kısa sürede. Ben de söz verdiğim gibi sana ülkemi teslim etmeye geldim. Ve biliyorum ki cezam idam olacak. Bu cezama da razıyım. Senden tek bir isteğim var. Beni babamın ve annemin yanına gömmeni istiyorum.”
Noz-“Evet. Emin ol annenin babanın yanına gömüleceksin ama şimdi değil.” Dilini çıkarttı. Lotus görünce dehşet içinde yanına koştu ve sarıldı.
Lotus-“Miras. Bir çözümü yok mu?”
Miras-“Vardı ama artık çok geç. Kendisini iyileştirmemi istemedi.”
Lotus-“Neden böyle bir şey yaptın?” Ağlıyordu. Düşman olmaları gerekmiyor muydu?
Noz-“Ağlamana gerek yok teyze. Benim ölümüm seni tahta geçirecek. Başından beri bu plan üzerinde ilerliyordum. Seninle ittifak olacağız ve eğer ben ölürsem tahta sen geçeceksin ve büyük büyük dedelerimin zamanında fedakarlıklar yapıp kurduğu Rian Krallığı tekrar yaşayacak. Gerisi için sana güveniyorum. Şimdi balkona çıkıp halk ile konuşmamız lazım. Bu habere eminim sevineceklerdir.”
Miras-“Nasıl olur da ölümden korkmazsın?”
Noz-“Hahaha. Miras. Sen ölümsüz olduğun için ölüm sana korkulacak bir şey gibi gözüküyor. Aslında öyle bir şey değil. Her canlı doğar, büyür ve ölür. Ben ise çoktan ölümü kabullendim. ilk hastalığımı fark ettiğimden beri. Şimdi. Hadi balkona çıkalım.” Dedi ve ayağa kalktı. Lotus da yanında yürümeye başladı. Balkona çıktıklarında halk çoktan toplanmıştı bile.
Noz-“Sevgili halkım. Artık korku ile yaşamımız bitti. Eskisi gibi tek bir krallık olduk artık. Ve Lotus ile yaptığımız ittifak ile de tek krallık olduğumuzu ilan etmiş bulunmaktayız.” Bir kağıdı imzaladı ve Lotus da o kağıdı imzaladı. Kağıttaki anlaşma ile iki krallık artık tek krallık olmuştu ve eğer Noz ölürse yerine Lotus geçecekti. Noz balkon konuşmasından sonra içeriye doğru yürüdü ve bir anda duvara yaslanıp yavaş yavaş yere düşmeye başladı. Ağzından kanlar fışkırmaya başlamıştı. Hemen yanına koştuk.
Miras-“Noz. Şunu içmelisin Noz.”
Noz-“Artık. Ölme. Vaktim.”
Lotus-“Daha ölmek için çok gençsin. Lütfen.”
Noz-“Notum. Yatağımın yanında. Onu alın.” Dedi ve son nefesini de verdi. Koskoca kral saniyeler içinde ölmüştü. Lotus çığlık ata ata ağlıyordu. Askerler de Lotus’u sakinleştirmeye çalışıyordu. Kael çığlıkları duyunca hemen koştu ve Noz’u görünce kılıcını Lotus’a doğrulttu.
Miras-“Karsu. Yapma. Hastalığından dolayı öldü. Lotus hiçbir şey yapmadı.” Benim yalan söylemediğimi bildiği için hemen kılıcını geri kınına soktu ve Noz’un bedenini taşımaya başladı. Kral cenazesi düzenlenecekti. Daha saniyeler önce zafer bildirisini dinleyen halk şimdi de Noz’un ölüm bildirisini dinliyordu. Cenaze başladı ve Noz’un bedeni yakıldı. O gün karnavallar olmadı, eğlenceler düzenlenmedi, zafer kutlanmadı. Ülkede yas ilan edildi. Çünkü büyük bir beyin ölmüştü. Hem de çocuk yaşta. Ve kurala göre de tahta Lotus geçti. Noz’un notunda da şunlar yazıyordu:
“Sevgili teyzem. Sana en azından notta teyze diyebilmeme bile seviniyorum. Siz eğer bu notu okuyorsanız ben öldüm demektir. Ölümüm ülkeyi çaresiz bırakabilir. Hatta senin bana suikast düzenlediğini bile söyleyecekler. Ama bunlar doğru değil. Miras o yüzden yanımızdaydı. Halka her şeyi anlatacak. Babanın idam edilmesini istemezdim. istememiştim de. Fakat babam küçük olduğumdan sözümü dinlemeyip senin babanı idam etmişti. Onun için de hep bize öfke duydun. Aslında bana değil. Sadece babama. Sen hep böyle zeki biriydin. Babaların günahlarını oğullara yüklemedin. Halk seni hep yanlış anladı. Tahta ben geçtim diye sinirlenip yeni ülke kurdun zannettiler. Oysa ki babanın intikdıbını almak istemiştin lakin sen daha intikdıbını alamadan babam öldü ve sen de kurduğun ülkeyle baş başa kaldın. Sonra da babamı içinden affettin. Bunu yapmak büyük bir yürek ister. Eğer tüm ülkeleri alamamış olsaydım krallığın tümünü kendine alacaktın ve beni de idam ettirmeyecektin, biliyorum. Ama 2 büyük krallığa karşı savaşmak zorunda kalacaktın. Ben sadece önündeki taşları kaldırdım. Artık tek yapman gereken bir daha bu olayın tekrar edilmemesi. Bunu sağlayabilir misin, bunu zaman gösterecek.
Miras.
O 9 generali neden idam ettirdiğimi sormuştun? Çünkü generallerin 6 sı diğer krallıklara bilgi sızdırıyordu. Diğer 3 ü de mevkisini kullanarak rüşvet alıyor, suçluların suçlarını örtüyordu.
Beni kardeşinin yerine koyuyordun, bunu biliyorum. Kardeşinle aranda ne geçti tam olarak bilmiyorum lakin artık ben de öldüm. Artık tüm halka bana yardım eder gibi yardım etmeni istiyorum. Bu bir rica değil, bu bir emir. Umarım bir gün kendini affedebilirsin.
Sevilerimle
Noz TiER”
Tümünü Göster