+3
Rian Diyarı
Miras Styla (Diyarda 1 ay sonra)
Kuşatma 2 haftadır devam ediyor. Lakin kimse saldırıda bulunmuyor. Ne bizden bir kişi ne de onlardan bir kişi. Konuşularak uzlaşılmaya çalışılıyor. Ve tahmin edersiniz ki elçi görevini ben yapıyorum. Boş yere asker ölümü olmasın diye. Normal biri olsa kesin yorgunluktan düşerdi.
Kampa doğru yöneldim. Yine teklifini reddetti. Bu çocuk neye güveniyor? Anlamıyorum. Oysa ki bu teklif cazipti. 2 haftadır pazarlık içindeler ve savaşın kopması an meselesi. Büyük olan çadıra geldim ve içeriye girmek için nöbetçilerden izin istedim. izin verildiği zaman da içeriye girdim.
Aldmir-“Tanrıça Miras. Sizinle çok sık görüşmeye başladık. O kadar ki gözüme artık normal rian gibi görünüyorsunuz.”
Miras-“Ben zaten bir rianım. Sadece normal değilim. Size Kral I. Noz Tier’in cevabını getirmeye geldim.”
Aldmir-“Peki o veletin cevabı ne imiş?”
Miras-“Topraklara dokunmayacağınızı lakin vasi olacağınızı söyledim lakin teklifinizi reddetti. Size bir seçenek sundu. Bütün topraklarınızı verirseniz size uygun eskisinden daha büyük bir arsa…” Masaya elini sertçe vurdu ve ayağa kalktı:
Aldmir-“BU ÇOCUĞUN BENi BU KADAR AŞAĞILADIĞI YETER. Ona söyle. Artık pazarlık olmayacak. Tüm gücümüzle saldıracağız.”
Miras-“Nasıl isterseniz.” Dedim ve çadırdan çıkıp başkente doğru yöneldim. Şehrin kapıları bana açıldı. içeri girdim ve kapılar geri kapandı. Bu teklif oldukça cazipti oysa. Bu kadar iyi teklif yaptıklarına göre demek ki savaşsız bir zafer istiyorlardı. Ama Noz bunu da reddetti. Ve savaş artık kesinleşti. Sanki savaşı istiyor gibi. Saraya girdim. Askerler direk beni Noz’a yönlendirdi. Beni bekliyordu. Krallar salonuna girdim. Nesilden nesile geçen tahtta Noz oturuyordu. Kael Karsu da yanında duruyordu. Bir an tahta gerçekten yakıştığını düşündüm. Küçüktü ama şimdiden bir çok kralın yapamadığı şeyleri yapıyordu. Zekasını babasından, cesaretini ise dedesinden almış. Sanki o taht onun için yapılmış gibiydi. Bu zamana kadar onu beklemiş gibi. Neden aklımdan böyle şeyler geçiyor ki? Neden ona karşı bu kadar sempati duyuyorum?
Noz-“Sonunda geldin Miras Styla. Yeni bir teklifleri var mı?” Onun bu sözü ile kendimi toparladım.
Miras-“Hayır. Yeni teklifleri yok. Artık savaşacaklar.” Noz tahtından kalktı ve:
Noz-“Sonunda. Karsu. Artık hazırlıklara başlayabiliriz. Ejderha planını devreye sokun.”
Karsu-“Nasıl isterseniz kralım.”
Miras-“Kral Noz. Size saygısızlık etmek istemem lakin bana bir cevap vermelisiniz. Siz kimsenin savaşta ölmesini istemiyordunuz. Peki kararınızı ne değiştirdi de savaş çıkarmayı planladınız? Oysa ki anlaşma maddeleri sizin işinize daha çok geliyordu.”
Noz-“Önemli olan benim işime gelmesi değil. Krallığa olacak yararı. Ve bütün topraklar Rian Krallığı’na ait olmazsa ölünce atalarımın yüzüne bakamam.”
Miras-“Ölmenizi engelleyebilirim. Hastalığınızın çaresini buldum. Ben…”
Noz-“Peki benden önce ölen çocuklara da bu çareyi aramış mıydın?” Bu kadar şevkli aramamıştım. Cevap veremedim.
Noz-“Bir tanrıça olsan da sen de bir riansın. Bana karşı bir zaafın var. Ben hastalandığım anda ilacın tedavisini aradın bunca zaman. Biliyorum. Başka diyarlardan buldun. Lakin bu tedaviyi kabul edemem. Tanrıça olarak her riana adil olmak zorundasın.O yüzden tedavini kabul etmeyeceğim. Ve gerçekten hayal kırıklığına uğradım Miras.” dedi ve tahtından kalkıp salondan çıktılar. Ben de orada tek başıma kaldım. Noz kral olduğundan beridir kendimi farklı hissediyorum. Her şeyden sıkılmış, hiçbir durum umurunda olmayan, olsa bile fazla önem vermeyen Miras gitmiş, yerine daha özverili çalışan, hayattan zevk almak için yol arayan Miras gelmiş gibi. Ve Noz’u her gördüğümde farklı hissediyordum. Aşk değil tabiki bu. Daha çok başka bir kardeşe sahip olmak gibi. Belki de Kim’in ölümününden duyduğum pişmanlığı ve yaptığım yanlışları Noz’da yapmamaya çalışıyorumdur. Bilmiyorum. Kafam çok karışık.
Tümünü Göster