+5
Tekrar iskeleye cıktım reisle tekneye bindik denize doğru açıldık ikimiz bi taraftan Yusuf diye bağırıyoduk. Yoktu yusuf yoktu. Reis polise haber vermişti. Ben denize atlamya çalisiyodum reis beni zor tutuyodu. En son reis bana bi tokat attı.
Reis: kendine gel
Ben: reis yusuf yok, yusuf yok
(Bundan sonra ağlayarak konuşuyorum)
Yusuf yok işte anlıyomusun yoook yook!!!
Reis: (ağlayarak) bulucaz aslanım merak etme dimdik çıkıp gelecek...
iskeleye cıkmıstik polisler gelmişti bile. Sahil güvenliği ve dalgıçların gelmesi de uzun sürmedi. Ben sesli reis sessiz bi şekilde iskelenin kenarında ağlıyoduk. Polislerden biri gelip ifademi aldı. Herşeyi tepeden tırnağa ağlayarak anlattım. Artım hiçbir şey umrumda değildi. Sabaha kadarda dualar edip iskelenin kenarında bekledim. Sabahın ilk ışıklarına doğru yusufun cansız bedeni kıyıdan 100 metre uzakta bulundu. Polisler ailemede haber vermişlerdi. Yusufun cenazesini denizden çıkardıklarında ben bayılmışım. Gözümü hastanede açtığımda ailem annem babam yanımdaydı. Ama yusuf yoktu. Uyanır uyanmaz tekrar ağlamaya başlamıştım. doktor gelip sakinleştirici iğne vurdu. Bi kaç saat sonra bi polis içeriye girdi. Guvenlik görevlisi ve rus turistin şikayetlerini geri çektiklerini söyledi. Beni de çağırıp cesedi teşhis etmemi istedi. Bir umut koştum morga doğru. Belki Yusuf değildir dedim. Gittiğimde reisde ordaydı. ikimiz girdik içeri. Yüzünü actı. Yüzü gözü şişmişti. Ama kafasındaki yara izi hala belliydi bu yusuftu. ikimizde morgta ağlıyoduk. Ben ayakta duramıyodum. Yusuf resmen yatıyodu orda.
HUZUR iÇiNDE UYU YUSUF...
Miraç