+8
Yusufla bi de kahvaltı yaptık.
Ben: hadi kahvaltı benden
Yusuf: olm malmisin yakalanacaz
Ben: sen bana guven
Gittik yine karnımızı doyurduk. Yusuf'un gözü sağa sola takiliyodu. Burası halk plajı gibi değil daha da abartılıydı. Giyimleri çok açık saçıktı. Öğlene doğru yine plaj kalabalıklaştı o sıra kalktık. Benim ingilizcem fena olmadığı için iyi kötü satıyodum. Ustelik çok zengindi herkes. Kadınla iki kelime sohbet ediyodum. 50 dolar veriyodu para üstü istemiyodu. 1-2 saat içinde hepsini bitirdim. Üstelik sadece dolar da değil.
Dinar, riyal, euro, ruble herşey veriyolardı. Şortumun cepleri para dolu yusufu buldum. Yusuf anca bi tane satabilmişti. Ustelik paranın ne demek olduğunu bilmediği için ingilizce konusamamis para bile alamamıştı.