+5
Sahilin tam ortasına çıktım. Etrafıma baktım. Sadece bana şaşkın şaşkın bakan turistler vardı. Hepsinin üzerinde eşofman koşuyolardı. Bende farkedilmemek için onlarla beraber sabah sporu yaparmış gibi koşmaya başladım. Birkaç tane otel yanyanaydı. Aralarındada fazla bişey yoktu. Ne tel örgü ne duvar. Zaten hepsi çok lüksdü.
Titanik Beach, delphin otel, kervansaray otel.
Oteller beklediğimden çok daha lükstü. Sahillerinde bile açık büfe vardı. Burnuma yemek kokuları gelince bende dayanamadım. Hem düşündüm amk burda ki insanlarda gidip yiyo kimse kimseye birşey soylemiyo. Kendimden eminmis gibi giderek girdim sıraya titreye titreye tabağa biseyler koydum. Geçtim yedim. Baktım kimse bişey demedi kalktım bi tabak daha doldurdum. Ulan bi haftadır ilk defa karnım doydu. Sonra telefona baktım sardığımiz poşet işe yaramamıs telefon su almıştı. Zaten telefon takoz olduğu için parçaları açıp güneşe koydum. kurumasini beklerkende milleti izliyodum.
Bu taraf adeta cennetti. Bi taraftan kaydıraklı havuzlar bi taraftan deniz. Yedisinden yetmisine herkesin elinde içki. Gozlemlerime gore tatilcilerin %80 ini yabanciydi. Ve aşırı kalabalıktı. Kalkip etrafa baktım yusufa bi sekilde yol açmam lazımdı. Etrafa baktım hiç yer yoktu. Telefonuda bi türlü çalıştıramadım. Sonra otelin futbol sahası gibi bi yerinde tellerin arasindan bi yer buldum. Burdan dısari ciktiğimda garip ağaçlik bi yerdeydim. Ordan tekrar sahile indim yusufu buldum. Artik çok az kalmışti. bu sefer o futbol sahasından gece girecektik. Gittik olanları reise anlatmadık tabi. Yusuf bi şekilde ıslanan telefonu tamir etti. Geceyi bekledik.