amerika birleşik devletleri
-
1/2-
tarihinden önceki konularda bahsettiğimiz için, burada değinmeyeceğim. bu konuda, abd'nin dünya üzerinde yaptığı kumarbazlıklardan bahsedeceğim.
öncelikle, abd ekonomisini kuruluşundan bu yana savaş çıkarma ve silah satma üzerine kurmuş bir ülkedir.
amerika kıtasına avrupa'dan gelip yerleşen para babalarının etkisiyle abd, kana susamış katil haline ge(tiri)ldi.
bu yoldaki ilk siftahını 1. dünya savaşıyla yaptı ve bunu 2. dünya savaşı izledi.
savaşlarda ilk başlarda hep tarafsız görünme ve mağdur rolü yapma politikası izledi. çünkü, savaşa girebilmesi için başka yolu yoktu.
savaş demek kan demekti, silah demekti ve silah da para demekti.
mağdur politikasıyla iki savaşa da girdi abd, geliştirdiği silahları kullandı, bu silahlardan bi süre sonra para kazanmaya başladı, işi büyüttü.
2. dünya savaşına girme sebebini de pearl harbor olarak gösterdi.
pearl harbor, savaşın ilk zamanlarında amerika'nın kontrol ettiği, sonrasında ise japonlar'ın saldırısına uğramış adalardan biridir. japonlar'ın pearl harbor'a saldırmasını gerekçe gösteren birleşik devletler, savaşa girmeyi böylece meşrulaştırmış oldu.
ancak, bu sadece olayın görünen boyutuydu.
savaşa girmek ve silahlarını "savaş" denilen bu büyük pazarda denemek için can atan dönemin abd'li yetkilileri, pearl harbor olayında işi şansa bırakmak istemedi. adada bulunan amerikan askerlerinin japonlar'a karşı yaptığı taciz ateşi, japonlar'ı adaya saldırmaya adeta mecbur bırakmıştı.
2. dünya savaşı, abd'nin de girmesiyle, fazladan milyonlarca insanın ölümüne ve bir o kadar da sakat kalmasına sebep oldu.
2. dünya savaşı, yerini sovyetler ve birleşik devletler'in başrol oynadığı soğuk savaşa bıraktı.
birbirini yokedecek kadar hırslanan bu iki devlet, her fırsatta daha gelişmiş silahlar üretip, birbirlerine meydan okuyorlardı.
sovyetler'in usanmadan bu yarışa karşılık vermesi, silah pazarını elde tutmak isteyen sam amca'nın canını sıkmaya başlamıştı.
yuri gagarin'in ay'a yaptığı ilk yolculuk, abd'nin daha da tedirgin olmasına sebep oldu.
abd bu gelişmelerden geri kalmamak için öncelikle film sektörünü kullandı.
bu anlamda ilk filmlerinin adı da "ay'a adam gönderme" oldu. sahne hazırlandı, efektler ayarlandı, herşey hesaplandı ve artık dünyayı uyutma vakti gelmişti.
başrolünü neil armstrong'un oynadığı bu film, 1968'de çekildi, ay'da yürüme sahneleri dahil herşey mantığa uygun şekilde kaydedildi, yaklaşık 1 yıl boyunca bu video izlendi ve hatalar giderilmeye çalışıldı.
"film", 1969 yılında tüm dünya tvlerinde aynı anda vizyona girdi.
abd, sovyetler'den geri kalmadığını kanıtlamış oldu.
sonuç itibariyle soğuk savaşı sovyetler kaybetti.
abd teknolojisini konuşturmuş, sadece sermayesiyle o uçsuz bucaksız topraklara sahip olan birliği yerle bir etmişti.
rambo filmlerini amaçsızca izleyen nesiller olarak biz bunun farkına yıllar sonra varacaktık.
tek başına orduları dağıtan rambo, sovyet zulmünün altında ezilen milletlere ilham kaynağı olmuş, sovyetler'in kısa sürede dağılmasında büyük rol oynamıştı.
aynı şekilde, kendi kültürünü(cola+hamburger en bilinenleri) de bu ezilen toplumlara empoze etmeyi başaran abd, bu toplumların fiilen sovyetler'den kopmasını sağlamış, teknolojisi sayesinde de bu işi resmiyete dökmüştü.
sovyetler'in dağılmasında türkiye de abd'ye lojistik destek sağlamıştır.
sovyetler'in himayesinde birçok devletin türk kökenli olması sonucu, türkiye bu toplumların liderleriyle gizli görüşmeler yapmış, gerektiği yerlerde ödenek sağlamış ve sovyetler'e yapılan bu başkaldırıda büyük rol oynamış. abd'nin de desteğiyle sovyetler tarihe karışmak zorunda kalmıştır.
sovyetler'den kurtulan birlşik devletler, silah sanayisine hız verdi, ortadoğu'da geri kalmış ülkeleri birbirine düşürüp, silah satma stratejisiyle ekonomisini genişletmeye başladı.
ilk icraatı, 2 müslüman ülke olan ırak ve iran'ı birbirine düşürmek oldu.
eski sovyetler yeni rusya, bu planda geri kalmak istemedi, iran'a silah desteği yaptı.
abd ırak'a yaptığı silah desteğiyle, ırak'ın iran'a saldırmasını sağladı.
soğuk savaş, abd ve rusya arasında, ırak ve iran üzerinde devam etti.