0
Basel'de profesörlüğü [değiştir]
Ritschl'in desteğiyle, Nietzsche Basel Üniversitesi'nden Filoloji profesörlüğü olarak oldukça cömert bir teklif aldı.[5]
1869 yılında Wagner, Nietzsche'yi, Tibschen'e davet etti. Noel için gittiği Wagner'lerde, ilk kitabı Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Mugib'i (Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu) yazmaya başladı.
Daha sonra Alpler'e giden Nietzsche, Prusya vatandaşlığından çıkıp isviçre vatandaşı olup Prusya ve Fransa savaşına gönüllü sıhhiye eri olarak katıldı (1870).[6]
“ Karşımızda devlet var. Başlangıcı insana utanç verici. Çünkü devlet insanların çoğu için kurumak bilmeyen bir acı kuyusu, ikide bir buhranlara salarak onları tüketen bir alev. Ne var ki, çağırmaya görsün, ruhlarımız kendilerini unutuyor; kanlı çağrısına yığınlar koşa koşa gidiyor, kahraman oluyorlar.[7] ”
Frankfurt'ta, resmi geçit yapan bir süvari birliği görmüş ve o anı şöyle tasvir etmiştir:
“ En güçlü ve en yüksek yaşama isteminin sefil bir varoluş mücadelesinde değil, savaş isteminde, güç isteminde, yenmek isteminde olduğunu duydum ilk defa.[7] ”
Nietzsche, asker üniforması ile
Savaşı Fransa kaybetti ve Nietzsche savaşta, difteri ve dizanteri hastalıklarına yakalandı. Walter Kaufmann'a göre burada Nietzsche, ölümüne sebep olan sifilis'e de yakalandı. Daha sonra Nietzsche Basel'e geri döndü ve Üniversitede Homer ve Klagib Filoloji konularında dersler vermeye devam etti. Nietzsche burada Franz Overbeck ile de tanıştı. Overbeck, ölümüne kadar Nietzsche'nin arkadaşı olacaktı.
Yine bu dönemde Afrikalı Spir [8][9] ve meslektaşı Jacob Burckhardt, Nietzsche'yi konferanslarıyla etkilemişlerdi. Nietzsche, ilk kitabı Müziğin Ruhundan Tragedya'nın Doğuşu'nu bitirdi ve 1872'de yayımladı. Kitabı akademik çevrelerce beğenilmedi ve çok ağır eleştirilere maruz kaldı.
1872 ve 1876 yılları arasındaysa Nietzsche, Çağa Aykırı Düşünceler dörtlemesini yayınladı. Dörtlemeyi yayınladıktan sonra Nietzsche, Paul Ree ve Hans von Bülov, Malthilda von Maysenburg gibi isimlerle tanışmıştır.
1878'de evlenme teklifi yaptığı bir kadından ret cevabı aldı. Daha sonra sağlık problemleri iyice arttı ve üniversiteden istifa etmek zorunda kaldı. Sağlığına uygun yer aradı. Sils Maria, Cenova, Rapolla, Tunus, Turin ve Nice şehirleri bunlardan bazılarıdır.[10]
Nietzsche daha sonra Naumburg'a ailesini görmeye geldi. Fakat kız kardeşi ile aralarındaki gerginlik sürüyordu. Daha sonra arkadaşı, öğrencisi ve sekreteri Peter Gast'dan Basel'e gelmesi için bir davet aldı. Gast ve Overbeck çok yakın arkadaşlarıydılar. Malwida von Meysenbug, Wagner olayında Nietzsche'yi savunuyordu. Daha sonra Nietzsche bir müzik eleştirmeni olan Carl Fuchs ile iletişime geçti. Bu sürede edebî açıdan oldukça üretkendi. Yine bu dönemlerde Salome'a aşık oldu. Salome, Nietzsche'nin evlenme teklifini reddettikten sonra ilişkileri sona erdi. Nietzsche bu yüzden oradan ayrılıp Rapallo'ya gitti.
Bağımsız filozof [değiştir]
1882'de Nietzsche Lou Salome ile buluştu. Nietzsche ve Lou, Tautenburg'da yaz ayını birlikte geçirdiler. Burada Paul aracılığıyla Lou'ya evlenme teklifi yapan Nietzsche, red cevabıyla çok sarsıldı. Bundan sonra kış ayını geçirmek için Rapallo'ya gitti ve eseri Böyle Buyurdu Zerdüşt'ü burada on günde yazdı. Kitabı hiç tutulmadı ve sadece kırk adet basıldı. Bunlar da yakın arkadaşlar tarafından nezaketen satın alındılar.
1886'da editörü Ernst Schmeitzner'den ayrıldı. Anti-semitik görüşlerinden rahatsız olmaktaydı. [11] Daha sonra, iyinin ve Kötünün Ötesinde, Tragedya'nın Doğuşu, insanca Pek insanca, Tan Kızıllığı, Şen Bilim eserleri üzerinde çalışmalar yaptı.
1886'lı yıllarda Meta von Salis, Carl Spitteler ve Gottfried Keller'la tanıştı. 1886'da kardeşi Elizabeth, anti-semitik görüşleriyle tanınan Bernhard Förster'la evlenip Nueva Germania'yı bulmak için Paraguay'a yerleşti. Nueva Germania bir Alman kolonisiydi. Bu iki kardeş bir daha Nietzsche hastalandığında görüşebileceklerdi.
Artık hastalığının daha da kötüleştiğinden şikayet ediyordu. Neredeyse yazamaz olmuştu. 1887'de Ahlak'ın Soykütüğü Üzerine adlı eserini bitirdi. Dostoyevski'nin eserleriyle tanıştı ve çok etkilendi. [12]
1886 yılında, iyinin ve Kötünün Ötesinde adlı eserini bitirdiğini, Güç istenci eserini de yazmaya başladığını ilan etti. Ayrıca Deccal ve Putların Alacakaranlığı eserlerine de başladı.[13]
Sağlığı bir süre düzeldi ve yaz ayını iyi geçirdi. 1888'den itibaren çalışmaları "kendi durumu" ve "kaderi" üzerine yoğunlaşmıştı. 44. doğum gününde, Putların Alacakaranlığı ve Deccal eserlerini de bitirdi. Aynı zamanda, Ecce Homo ve Wagner Olayı eserlerini yazmaya karar verdi.
Son zamanları [değiştir]
Nietzsche Turin'de klinikte
3 Ocak 1889'da polis tarafından kargaşa çıkarmaktan tutuklandı. Gerçekte orada tam olarak ne olduğu bilinmiyor fakat söylentiler, Nietzsche'nin kırbaçlanmakta olan bir ata sarıldığı ve ağlayarak onu korumaya çalıştığı, sonra yere yığıldığı üzerinedir. Aynı olay Dostoyevski'nin romanı Suç ve Ceza'nın I/5 bölümünde, Raskolnikov'un da başına gelmiştir.[14]
Bu olaydan sonra Nietzsche, "Mutsuz Mektuplar" olarak bilinen mektuplarını kaleme alıyor. Alman imparatorundan Papalık'a kadar pek çok yere mektup yazıyor.[15]
3 Ocak'ta Buckhard, Nietzsche'nin mektuplarından durumunu anlıyor ve onu Basel'de bir kliniğe yatırıyorlar. Daha sonra annesi onu "Jena"'daki bir kliniğe nakil ettiriyor. Fakat doktorlar, Nietzsche'nin durumunun umutsuz olduğunu bildiriyorlar. Annesi, mart ayında Nietzsche'yi eve getirtiyor.
Bu süreçte, Nietzsche'nin eserleri üzerindeki tahrif süreci başlıyor. Önce arkadaşları tarafından, sonra Paraguay'dan kocasının intiharı üzerine geri dönen kızkardeşi tarafından eserleri değiştiriliyor.
Nietzsche 1889'un başlarında sokakta yürürken birden yere düştü. Uzmanlara göre bunun sebebi "sifilis". Nietzsche'nin semptomları beyin kaynaklı. Felsefcilere göre bu hastalık Nietzsche'nin bazı eserlerindeki fikri tutarsızlığın da sebebi.[16][17]
Nietzsche, bir süre sonra zihinsel yetilerini tümüyle kabetti. On bir ay boyunca bitkisel denebilecek bir hayat sürdü. 25 Ağustos 1900 tarihinde hayata gözlerini yumdu.[18]. Kızkardeşi ve arkadaşları onu, babasının kilisesinde yaktılar ve şöyle dua ettiler: "ismin kutsal olsun, tüm kuşaklar için... "[19]
Felsefesi [değiştir]
Üstinsan [değiştir]
Ana madde: Üst-insan
Üstinsan sözcüğünü ilk olarak teolog ve yazar Heinrich Miller, 17. yy'da yazdığı Geistlichen Erquickstunden adlı eserinde kullanmıştır.[20] Nietzsche, üstüninsanın tüm evrenin amacı ve sebebi olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre Üstüninsan insanlığın da amacıdır.
Nietzsche, üstüninsan kavramıyla, soylu bir insan eylemliliği kavrdıbını yeniden kurmaya çalışır. Son insan, yalnızca maddi teselli peşindeyken, üstinsan yaşdıbını büyük eylemler uğruna harcamaya hazırdır. Üstün olmak, isteyerek iyinin ve kötünün ötesinde durmaktır.[21]
Nietzsche kendisini, üstüninsanın habercisi olarak tanıtır. Bu konuda eserinde şöyle yazmıştır[22]:
“ insan bir iptir ki hayvanla üstinsan arasına gerilmiştir. Uçurumun üstünde bir ip. Tehlikeli bir geçiş, tehlikeli bir yolculuk, tehlikeli bir geriye bakış, tehlikeli bir ürperiş ve duraksayış. ”
Ayrıca eşitliğe de inanmayan filozof, bunu şöyle belirtir[23]:
“ Çünkü insanlar eşit değildirler. Gerçek budur. Ve benim istediğim şeyi onlar istemezler. ”
insanların üstinsanı karalayacaklarını şu ifadelerle bildirir[24]:
“ iddia ederim ki benim üstinsan dediğime, siz şeytan diyeceksiniz. ”
Ona göre üstinsan sert olmalıdır[25].
“ Sert olunuz! ”
Halk tabakasını küçümser ve eşitliğe inanmadığını tekrar vurgular[26]:
“ Panayırda kimse üstinsanlara inanmaz. Orada konuşmak isterseniz halk tabakası göz kırpar ve "Biz hep eşitiz" der. ”
Ayrıca üstinsan hakkında şöyle der[27]:
“ Haydi haydi, ey üstinsanlar! Ancak şimdi insan, geleceğin doğum sancısındadır. Tanrı öldü, şimdi dileriz ki üstinsan yaşasın.[28]
Ey üstinsanlar, içten adamlar, açık kalpliler; güvensiz olun! Derinliklerinizi gizli tutun; çünkü bugün halk tabakasının günüdür. ”
Nietzsche'nin üstün insanı, belli bir evrim sürecinin ardından, insanlar arasından çıkıp, bütün insanlığı yönetecek, tüm insanlara tahakküm edecek bir diktatör değildir. O, her ne kadar on dokuzuncu yüzyılda kapitalizmin yarattığı fabrika kölelerine, kapitalizmin Hıristiyanlıktan miras alıp koruduğu köle ahlâkına, burjuva demokrasisiyle onun eşitlik idealine karşı çıkarken, bu düzenin veya Avrupa'daki demokratikleşmenin bir yandan da zorbalık, acımasız bir diktatörün ortaya çıkışı için gerekli altyapıyı hazırladığını söylemiş olmakla birlikte, onun üstün insanı, sanıldığının tersine, Hitler değildir.[29]
Tümünü Göster