+5
Öncelikle belirteyim, hikâye kurgu beyler. Mantık hataları olabilir. Kimine göre güzel, kimine göre de saçma gelebilir. Değişik bir hikâye yazmaya çalıştım, umarım beğenirsiniz. Hikâyeyi kurgusal bir karakter olan, Cemre Şensoy anlatıyor;
Bir şirkette tercüman olarak çalışıyordum, anneannemle beraber Ankara'da yaşıyorduk. Annem ve babam, ben henüz küçükken hayatlarını kaybettiler. Bana da anneannem baktı, büyüttü. Annem gibi yetiştirdi beni. Hayatımda kazanmış olduğum başarıyı, yapmış olduğum kariyeri anneanneme borçluyum zaten. Bir gün (26 Ağustos Cuma günü) , akşam işten eve giderken arabayı park edip, markete girip, kahvaltılık yiyecekler aldım. Marketten arabaya dönerken kaldırımda ağlayan, 5-6 yaşlarında, kırmızı elbiseli, yeşil gözlü, kumral, küçücük bir kız çocuğu gördüm. Yanına gidip neden ağladığını sordum. Gözlerini yüzüme dikip, "Bana mavi elbiseli bebeği almadı" dedi. "Kim almadı?" dedim. Ayağa kalkarak "Baban." diye bağırarak koşup gitti. Şaşkınlıktan arkasından öylece bakakaldım. Arabaya bindim. Kafam o küçük çocuğa takılmıştı. Artık nasıl daldıysam, önüme fırlayan köpeği az daha ezecektim. Son anda frene basıp arabadan indim. Köpek koşup gitmişti. Biraz hava alıp, olayın şokunu atlattıktan sonra arabaya binip eve gittim.