-
226.
+28Aradan geçen günler, hocanın Bahri'ye verdiği öğütler ve karışılaşacağı olaylar da neler okuması gerektiğini öğütlüyordu. Bahri korkuyordu fakat dede ile görüşmeleri ona çok fazla huzur sağlamıştı. Bir kaç saat sonra Kütahya'ya varmış olacaklardı. Bir takım kağıtları çantasından çıkarıyordu hoca, yavaşça ve okuyarak Bahri arabayı kullanırken etrafta bir şeyler görürse aldırmamasını sadece yolda ilerlemesini tembih etmişti hoca. Bahri sürekli yardım isteyen, can çekişen, kaza geçirmiş insanlar görse de hoca dur demeden durmamaya özen gösteriyordu, aklını çelmelerine izin vermiyordu. Kütahya'ya varmışlardı. Köye doğru yol almaya başladılar. Hoca köyün girişindeki şerli cinlerden nasıl bir işe bulaştığını anlıyordu. Bahri bu kadını nereden bulduysa, böyle bir insanın düzelme şansı yoktu. Ruhunu, bedenini hayatını cinlere vermişti. Hoca kadının evinin önüne geldiler. Hocamız çantasından çıkardığı Kuran-ı Kerim'i okumaya başladı. Dış kapı sarsılıyor, pencereler açılıp kapanıyordu. Kapı açıldı sıska bir kadın göründü bu o mahluk kadındı. Hocaya okuma yeter okuma diyordu. Hoca ey mahluk kendini neden sattın, bilmez misin Allah'tan başka yüce ilah yoktur! Kadın yavaşça merdivenleri iniyordu. Üstü başı pislikten kabuk bağlamış, tırnaklarının uzunluğu ve içlerindeki pislikler bakmaya dayanılmayacak kadar insanın midesini bulanırdırmaktaydı. Hoca direk söze girdi. Ben Ehli Vuuye kabilesi alimi tarafından görevlendirildim. Bu adam ve karısı için yaptığın büyünün parşömenini istiyorum. Mahluk kadın gülerek. Bir müslümana yalan söylemek yakışıyor mu? Ehli Vuuye kabilesi mi onlar yeryüzünden 1700 li yıllarda yok edilerek silindi! Hoca bir kağıt çıkartıp açtı. Bahri anlam verememişti bu kabile, alim, deden mi bahsediyordu hoca? Kadının elinde ki sopa bir anda yere düştü. Gözleri pörtleyecek kadar açıldı. Bebebebekleyin diyerek titrek bir ses tonu ile içeri girdi. 10 dakika kadar sonra elinde bir kutu ile geldi. Kadın lütfen bana bir şey yapmayın, yapmasınlar diye yalvarıyordu. Kutuyu aldıktan sonra, Allah'ın laneti üzerinize olsun, Allah ıslah etsin diyerek hoca arabaya yöneldi. Bahri olanları nutku tutulmuş bir şekilde izliyordu. Arabaya biner binmez sordu Ehlu Vuuye de ne kabile alimi de ne, hoca bahrinin omzuna elini koyarak, o zat var ya yüzü nurlar içinde olan bir mülüman cin, peygamber efendimiz Hz.muhafazid(s.a.v.) ile birlikte namaz kılan son kalan 3-4 sahabe cinden biri dedi. Bahri başından vurulmuşcasına şaşırdı. Ama ümitleri daha da yükselmişti. Bir anca dedenin yanına dönmek istiyordu. Arabayı çalıştırıp geri dönüş yoluna koyuldular.Tümünü Göster
-
-
1.
0Yaz panpa
-
1.
başlık yok! burası bom boş!