/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2 -1
    ---
    Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz. (Zariyat, 47)

    Ayette geçen “Mûsiûn” kelimesi tam tdıbına “genişletenler” anldıbına gelir. Birçok ayette olduğu gibi, burada da Allah azametini göstermek için kendisini birinci çoğul şahıs zamiri olan “Biz” kullandığı için buna uygun olarak da “mûsiun”(genişletenler) kelimesini de çoğul olarak kullanmıştır. Bu ayet, evrenin genişlemekte olduğunu ve bunu yapanın da Allah olduğunu açıkça vurgulamaktadır. 1930’lu yıllarda ortaya atılan “Big Bang” teorisi ile bu ifade de anlam kazanmıştır. 1400 yıl evvel bir insanın bunu bilmesi.. Neyse.
    ---
    “Biz demiri indirdik ki, onda çetin bir sertlik ve insanlar için faydalar vardır.” (Hadid, 25)
    Ayet-i kerimede, demirin oluşumu için kullanılan “enzelna” tabiri, “Biz indirdik” manasına gelmektedir. Hâlbuki bizim bildiğimiz şey, demirin yer altından çıkarılmasıdır. Yani bize göre, “Demiri indirdik.” yerine “Demiri çıkarttık.” denilmeliydi. Ancak durum hiç de öyle değildir. Ayet-i kerimedeki “indirdik” tabiriyle çok önemli bir bilimsel mucizeye dikkat çekilmiştir.
    Şöyle ki: Demir madeninin oluşabilmesi için bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. ihtiyaç duyulan bu sıcaklık, Dünya’da olmadığı gibi Güneş’te de mevcut değildir. Güneş’in 6000 santigratlık bir yüzey ısısı ve 15 milyon santigratlık bir çekirdek ısısı vardır. Bu ise demirin oluşumu için yeterli bir sıcaklık değildir. Demir ancak Güneş’ten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz hale gelir ve patlar. Demirin uzaya dağılması da işte bu patlamalar sonucunda mümkün olur. Bütün astronomik bulgular, Dünya’daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.
    Sadece Dünya’daki demir de değil, tüm Güneş Sistemi’ndeki demir, dış uzaydan elde edilmiştir. Çünkü ifade ettiğimiz gibi, Güneş’in sıcaklığı demir elementinin meydana gelmesi için yeterli değildir. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, demir madeni dünyada oluşmamış, Süpernovalardan taşınarak, aynı ayet-i kerimede bildirildiği şekilde indirilmiştir.
    Bu bilginin Kur’an’ın indirilmiş olduğu asırda yani bundan 1400 sene önce bilinmesi mümkün değildir. Madem mümkün değildir, o halde bu bilginin Kur’an’da var olması ne ile izah edilebilir?
    Kur’an’ın Allah’ın kitabı olmasından başka bir izah var mıdır?
    Ayrıca ayet-i kerimede demirin insanlar için çok faydaları olduğundan bahsedilmektedir. Hâlbuki bu ayet-i kerimenin indiği dönemde insanlar demirden sadece kılıç yapıyorlardı ve demirin başka faydalarını bilmiyorlardı. Buna rağmen Kur’an, “onda insanlar için çok faydalar vardır.” buyuruyordu. Şimdi gelin, demir ile ilgili son bilimsel verilere bakalım:
    Demir atomu olmaksızın evrende karbona bağlı yaşam olması mümkün değildir.
    Yani süpernovalar olmaz, Dünya’nın ilk dönemlerinde ısınması gerçekleşmez, atmosfer ya da hidrosfer olmaz, koruyucu manyetik alan olmaz, Van Allen radyasyon kuşakları oluşmaz, Ozon tabakası olmaz, insan kanındaki hemoglobini meydana getirecek hiçbir metal bulunmaz, oksijenin reaktifliğini yatıştıracak metal oluşmaz ve oksidasyona dayanan bir metabolizma meydana gelmezdi. Demir atomunun önemi, herhalde bu açıklamalarla kolayca anlaşılmıştır.
    işte Kur’an’da özellikle demire dikkat çekilmesi ve “Onda insanlar için çok faydalar vardır.” buyrulması son derece manidar ve son derece hikmetlidir.
    Tüm bunların yanı sıra mezkûr ayet-i kerimede bir sır daha vardır.
    O sır da şudur: Demirden bahseden ayet-i kerime, Hadid suresinin 25. ayetidir. Bu ayet-i kerime oldukça ilginç iki matematiksel şifreyi içermektedir.
    Şöyle ki: Hadid suresi, Kur’an’ın 57. suresidir. Surenin ismi, lâmı tarifle söylendiğinde “El-hadid” şeklinde olur ki, bu kelimenin Arapçadaki sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza çıkan rakam 57’dir. Bu, surenin Kur’an’daki sırasıyla aynıdır. Hadid suresi, Kur’an’ın 57. suresidir. Eğer lâmı tarifli değil de kelimeyi nekra olarak alırsak, yani sadece “hadid” kelimesinin sayısal değerine baksak, bu da 26’dır. 26 sayısı ise demirin atom numarasıdır. Yani “El-hadid” olarak baktığımızda sayısal değeri 57 oluyor. Bu, Hadid suresinin Kur’an’daki sıra numarasıdır. “Hadid” olarak baktığımızda ise sayısal değeri 26 oluyor. Bu da demir atomunun numarasıdır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster