-
1.
+10 -7Ateistler, deistler, agnostikler ve islam'a sövdüğünde kendini modern sanan bazı cahiller. Buyrun bu ayetleri teker teker "atlamadan" açıklayın. Her ateistle tartıştığımda bu ayetleri gösteriyorum ve mal gibi kalıyorlar. Ha biriside vardı ki, ilk önce hmm, güzel soru dedi. Sonra da ben Kuran'ı kabul etmiyorum bana ayetlerle gelme dedi. Ah zavallı.. Yalanladığı şeyi neden yalanladığını söyleyemeyen kişinin/kişilerin yalanlaması boştur!
Alemsiniz..
---
“Elif, Lam, Mim. Rum (orduları) yenilgiye uğradı. Yeryüzünün en alçak yerinde. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir.
Üç ila dokuz yıl içinde. Bundan önce de sonra da emir Allah’ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir. (Rum, 30/1-4)
Bu ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, putperest bir toplum olan Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, MS 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans'ın çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil, Avarlar, Slavlar ve Lombardlar da Bizans Devleti'ne karşı büyük tehdit oluşturmaktaydı. Avarlar istanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek için kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı için eritilmeye başlanmıştı. Pek çok vali Kral Heraklius'a isyan etmiş, imparatorluk parçalanma noktasına gelmişti. Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır, Ermenistan, hatta hristiyanlığın simgesi olan Kudüs putperest Perslerin işgali altına girmişti.
Kısacası, herkes Bizans'ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu dönemde, Rum Suresi'nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans'ın dokuz yıl geçmeden yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkansız gözüküyordu ki, Arap müşrikleri Kuran'da haber verilen bu zaferin, asla gerçekleşmeyeceğini düşünüyorlardı.
Fakat Kuran'ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti. Rum Suresi'nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, MS 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers imparatorlukları arasında Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans ordusu, Persleri yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans'a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar.
Böylece Allah'ın Kuran'da bildirdiği "Rum'un zaferi", mucizevi bir şekilde gerçek oldu. Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber verilmesidir.
Rum Suresi'nin 3. ayetinde, Rumların "Dünyanın en alçak yerinde" yenildikleri belirtilir. Arapçası "edna el-ard" olan bu ifade, bazı meallerde "yakın bir yer" olarak da tercüme edilir. Ancak bu tercüme, orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. "Edna" kelimesi Arapçada "alçak" demek olan "deni" kelimesinden türemiştir ve "en alçak" anldıbına gelir. "Ard" ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla "edna el-ard" ifadesi de "yeryüzünün en alçak yeri" manasına gelmektedir.
Bizans imparatorluğu ile Persler arasındaki savaşın gerçekleştiği söz konusu yer, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Ve belirttiğimiz gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün "en alçak" bölgesidir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü'nün rakımının, yalnızca modern çağdaki ölçümlerle tespit edilmiş olmasıdır. Daha önce hiç kimsenin Lut Gölü'nün Dünya'nın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün değildir. Ama bu bölge Kuran'da "yeryüzünün en alçak yeri" olarak tanımlanmıştır. Bu bilgi, Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun sayısız delillerinden birisidir ve çeşitli ideolojilere katılıp Kuran’ı yalanlayan insanlara bu ayet yöneltildiğinde cevap veremeyeceklerdir, net.
---
Söyleyin; içtiğiniz suyu buluttan indirenler sizler misiniz yoksa onu biz mi indiririz? Dileseydik onu tuzlu/acı yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi? (Vakıa, 68, 69,70)
Burada su döngüsüne işaret edilmiştir ve açık bir şekilde yağmuru tuzlu/acı bir şekilde indirmekten bahsedilmektedir. Günümüz modern bilimde yağmur sularının denizler-okyanuslardan buharlaşıp yukarı yükselerek oluştuğu bilinmektedir. 7. yy’da yaşayan bir insanın bunu bilmesi mümkün müdür?
Not: Entryler halinde devam edecek, tefsir farklılıklarını göz önünde bulunduran ve buraya cevap yazanlara da cevap verilecek.
başlık yok! burası bom boş!