-
326.
+10Etrafına bakınıyordu neyacağını bilmesede annesinin sesini duymak ve onunla iletişim kuramamak kendisini çileden çıkarmıştı. Hocalar Melih'i zar zor zaptedip aşağıya indirdiler. Ev başlarına yıkılıcak gibiydi bu ihmalin bedeli evi terketmek olacaktı. Dışarı da onları bekleyen neredeyse yüzlerce cin vardı sabah ezanına uzun bir vakit vardı. Ellerine Kuran-ı Kerim alarak sımsıkı sarıldıktan sonra daha fazla yıkıntıda duramayacaklarından dışarı çıktılar. Dışarısı güvensizdi birbirlerine yapışık bir vaziyette korkarak ilerleseler de hüddamları olan cinlerin öldürüldüklerini anlamışlardı. Yıllar sonra sokak lambaları yanıyor lambaların etrafın da siyah gölgeler uçuşuyor kahkaha sesleri hiç durmaksızın devam ediyordu. Hamdullah Hoca, artık dayanamayıp rukye okuyarak yakaladığı cinleri öldürmeye başlamıştı. Cafer Hoca ile birlikte karşılarına gelen tüm cinleri yakmaya çalışmalarına rağmen kuvvetli Lukiyas cinleri kaçmak zorunda kalıyor fakat zarar görmüyorlardı. Tekrar telefon çalıyordu. Melih hemen açtı annesi oğlum sesin bi garipti iyi olduğuna emin misin? diyerek tekrar sordu. Melih ağlayarak kurtarın bizi diyordu. Annesi bu sefer Melih'i duyabiliyordu. Hemen adresi söyledikten sonra kapanmıştı telefon.
başlık yok! burası bom boş!