%99 kısmı melez geri kalan %1 ise yörük denilen kişilerdir. Ancak ülkemizde Osmanlı'dan sonra gelen Türkçülük akımı, yeni neslin o kültür ile yetişmesiyle yayılmış ve varolan tarihi gerçeklerin üstü ise devletin (sözde)bekası için eğitim verilirken farklı anlatılmıştır. Ancak bu yapılan şeyler için devlet suçlanamaz çünkü dünyadaki hiç bir devlet yediği hurmaları tarihinde göstermek istemez.
Önemli olan çoğulculuk yapmadan insanlara davranmak. Bazıları "ben iyi davrandım ama hiç iyi davranılmadım" diyebilir. Ancak geri dönütün güzel olmamasının sebebi yine eğitimsizliktir. Burada suçlanacak kişi taraf devlettir, daha sonra suçlanacak taraf ise bunu halka anlatmayan alimler, yazarlar, gazetecilerdir. Ve hatta bundan kendi çıkarları için pay çıkaranlardır ki bu ülkedeki asıl hainler onlardır. Belki burada bulunma amacınız farklı inançlarınız, istekleriniz, amaçlarınız olabilir bu farklılıkların arasında tek ortak noktanız hiç dostunuzun olmamasıdır. Bunun için düşman değil, dost edinin. Bizim bu ülkede yaşayan, evine ekmek zütürmeye çabalayan, hayatını sürdüren ve sürdürecek olan kişilerden başka dostumuz yok, hiç de olmadı. Burada iki taraf var, ülkenin çıkarı için parti, ideoloji, din, ırk, dil farkına bakmadan birlik olmaya çalışan ve buna köstek olmaya çalışan. Eğer birlik olmaya çalışan değilsen, yaptığın şeyi ülkenin çıkarı için yaptığını düşünüyorsan bile, o kimsenin çıkarına değildir.

Not: ben bu entryi prim için yazdım. Başka türlü insanlara derdini anlatamıyorsun. Ancak benim primim birlik olma fikrinin olabildiğince çok kişiye ulaşmasıdır.
Not: bunu ileride çocuklarınıza, öğrencilerinize, küçüklerinize aktarmayacaksanız benim yağtığım prim işe yaramamış demektir.