-
326.
+9Kız gittikçe çığlıklar atıyor, öldürmeyin beni diye bağırıyordu. Melih artık dayanamıyordu. Hemen hocaların yanına gitti ve onları dürtmeye başladı. ikisi de bir hışımda kalktılar Ne olduğunu sorduklarında Melih durumu anlattı. Hocalar böyle şeylere güvenmemesi gerektiğini yinelediler fakat, Melih'in iradesinin zayıflığını çok iyi kullanıyorlardı. Üst katlardan tekrar sesler gelmeye başlamıştı, fakat nasıl olur ev tılsımlıydı içeri giremezlerdi. Hamdullah Hoca'nın gözleri faltaşı gibi büyümüştü. içeri de hiç evden çıkmamış Lukiyas cinleri olabilirdi. Hoca bu ihmalin bedelini çok ağır ödeyebilirdi. Hemen küçük bir alana bir tılsımlı koruma daha yaptı. Ve oturmaya başladılar, üst katta her şeyin uçuşup bir taraflara çarptığı çok açıktı. Zifiri karanlık öncekilerden dahada karanlıktı. Melih ensesin de bir nefes hissettiğine emindi, hocalara bağırarak söyledi. Hamdullah Hoca hekresin gözlerini kapatmasını ve sadece dua etmesini söyledi. Yüksek sesle okunan dualardan sonra evdeki sesler dahada çok artıyor, şiddeti kat kat yükseliyordu. Melih vücudunda tırnakların gezdiğini hissedebiliyordu. Bu kadar güçlüler miydi? Telefon sesi ile bir anda herkes olduğu yerde zıpladı. Melih'in telefonu çekiyordu, arayan annesiydi. Telefonu açtı oğlum nerdesin diyordu. Melih anne yardım edin köyün ismini adresini veriyordu, ama annesi garip bir şekilde ah oğlum daha önce haber versene meraktan öldür, oh oh çok sevindim hep böyle çalışkan ol gibi cümleler kuruyordu ve sonrasın da kapattı. Melih çıldırmak üzeriydi küfürler savuruyordu, ve koşarak üst kata doğru çıkmaya başladı.
başlık yok! burası bom boş!