+15
Kendilerine geldiklerin de sabah olduğunu Melih'in yanların da oturduğunu üstlerini örttüğünü gördüler. Melih dün gece neler olduğunu onu neden çağırmadan gittiklerini sordu. Hocalar birbirlerine bakarak şaşkın bir şekilde sen bizim ile geldin dediklerin de, hayır ben tuvalete girdiğim de gitmiştiniz ben de sizin gösterdiğiniz odadan hiç çıkmadım gece yine cam patlama sesleri, çığlıklar duydum ama odadan ayrılmadım dediğin de nasıl bir oyunun içine düştüklerini artık bu dehşet daha da önlerindeydi. Hemen plan yapmaya koyuldular, mefra kapısının açılmasını beklemek tamamen intihar idi, bu yüzden cinler alemine geçmek için tılsımlı kapıyı yapıp direkt olarak Nusaybin Cinleri ile görüşmek en mantıklı ve kurtarıcı yol olacaktı. Hamdullah hoca kapının açılıp geçilmesi için gerekli tılsımlı büyüleri kağıda nakşeder iken, Cafer Hoca'da Melih'e yapması gereken ve okuması gereken duaları veriyordu. Ev aynalar ve gerekli büyüsel materyaller ile doluydu, rahat bir biçim de kapıyı açacaklarını biliyorlardı. Sorun şuydu ki oraya gittikleri zaman Nusaybin Cinleri'ni bulmaktı. Yansıyan dünya olarak da bilinen cin dünyası çok fazla kötü ve şerli cinden oluşuyordu.Bu yüzden Müslüman cinler ile beraber geçerek direkt olarak Nusaybin Cinlerini bulmayı hedefliyorlardı. Akşama az bir süre kalmıştı karınlarını doyurduktan sonra, gerekli işlem için salon hazırlanmıştı. Cinler insanlar ile semboller ile iletişme geçtiği için konuya tarafsız gözlemleyen bilen bir cin ile gitmek Nusaybin Cinleri ne karşı daha güvenilir olarak görünmekti. Akşam ezanı vakti geçtikten sonra Hamdullah Hoca, cinler alemine geçmek için seansa başlamıştı. Melih bir köşede çökmüş Kuran-ı Kerim'e sarılarak dualar okuyordu. Evin içerisinde kasvetli bir enerji yükseliyordu. Bir kaç dakika sonra aynaların hafif hafif titremeler başladığı etraftaki dumanlı loş ortamın yüksek oranda arttığı görülmekteydi. ve Hamdullah Hoca üstünü örterek cinler alemin de gözlerini açtı.