+19
-1
Köy girişini geçtikten sonra hafif bir rüzgar esintisi üşüme getirmişti, Melih için olağan olan bu durumlar. Cafer Hoca'nın ise huzursuzluğunun artmasına devam etmekteydi. Sakin sessiz bir köy gibi dursa da karanlık hafif hafif çökmeye başlamıştı. Melih hocaya dönerek, Akşamı geçirecek bir yer bakalım, araştırmalarıma göre 1 kaç hane de hala yaşayan terkedilmemiş yapı var. Biraz ilerledikten sonra bir çoban görünür. Görünüşü siyah üstlü yüzü yara için de gözleri ise kapanmış bir vaziyettedir, onları seyir etmektedir. Cafer Hoca; Kafanı çevir evlat yere bakder. Melih hemen arkasını döner yere bakar hoca fısıldamalar eşliğin de bir şeyler mırıldanır. Etraftaki ufak taşların titremelerini görmektedir Melih, ürperir iyice ama yumruklarını sıkarak kendini tutmaya çalışır koşmamak için. Cafer Hoca Tamam evladım gel hadider. Ama Melih'in hocanın huzursuzluğundan emindir. Hoca ile beraber ufak bir taşlı yokuşa gelirler. Hoca eliyle buradan dercesine gösterir ve yokuşu çıkamaya başlarlar. Etrafta at pislikleri, hayvan cesetleri, dışkı bir sürü iğrenç bağırsak atıkları, domuz kelleleri bulunmaktadır. Yokuşun sonuna gelirler büyük bir konak vardır karşılarında.Bu konak düşündüğü gibi Ali Bey ve kızı Hatice'nin konağıdır.