-
26.
+1Hazırda iki tabancası daha olduğunu bildiğimden düşüşünü henüz tamamlamamış yelkenin içinde dans edercesine ilerleyip Lorin'in bulunduğu yere doğru dalışa geçtim, ahşap zeminle
temas eder etmez bir takla atarak üç yada dört adımlık bir mesafede göz göze geldik. Üçüncü klik sesini duymuş ve Lorin'in bana doğrulttuğu namluya dik bir duruşla cevap vermiştim.
Kılıcımı hala ters tutmakta, boşta duran elimi ise vücudumun arkasında, belimin üzerinde yumruk yapmış sıkmaktaydım.
Gözleri anlık kör eden bir şimşekle refleks bir çıkış yaptım, sağ çapraza doğru iki hızlı adım atıp doğrudan gelecek saldırılardan kaçınacak şekilde pozisyon almıştım. Lorin öylece
durup biraz önce olduğum yere bakıyordu, şimşeğin beni bu kadar etkilememiş olması ve doğal bir refleks ile hareket etmek ister istemez bir özgüven doğurdu ve kılıcı tutan elimle
direk bir yumruk atarcasına kolumu ileriye savurdum, hareketimin ortasında kılıcı bırakmıştım ve kılıcın elimin içinde bir yaydan çıkan ok gibi yavaşça elimi okşayarak kayışını
hissediyordum.Bu bedeni boşuna kartal göz diye çağırmıyorlardı sanırım.
ikinci kaptan Lorin gözlerini olduğum yere çevirdiğinde büyüyen gözbebeklerinden hareketimi algılamakta geciktiğinin farkındaydım. Kılıcın kabzası Lorinin suratına ramak kala kılıcı
metal ucundan kavradım ve dik bir duruşla gülümsedim.
"Bu lanet şeyi yapmayı nereden öğrendim lan ben" içimi gıdıklayan özgüvenim ve avucumu gıdıklayan metal parçası ile birlikte doğrudan ikinci kaptanın gözlerine odaklanmıştım. Kendi
kendime konuşup hareketimin inceliklerini heyecanlı bir çocuk edasıyla kendime anlatıyordum. Lorin kılıcın kabzasından santimler uzaklıkta öylece donakalmıştı. Şimşek onun gözlerini
benimkilere nazaran çok daha fazla etkilemişti ve herşey kısacık bir saniye içinde gerçekleşmişti.
başlık yok! burası bom boş!