/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +1 -1
    selam beyler. ben geldim. sen kimsin dıbına koyduğum diyecekler varsa öncelikle ihtimamla ben de sizin dıbınıza koyayım. sizin birazcık olsun bi'şeylerin farkına varmanızı sağlamak için geldim canlarım. o ferre aramaktan kızarmış gözlerinizi, am züt düşünmekten körelmiş beyinlerinizi buraya odaklayın biraz hele. neyse bam diye dalıyorum konuya. size burada güncel bir konudan bahsedeceğim. konumuz nah üstteki, finansal terörizm. nedir lan bu dıbına koyduğumun zıpzıpı diyecek olanlara kısaca, gelişmiş ülkelerin-özellikle amerika'nın- modern silahı diyorum. sarmadıysa konu gidip ev yapımı amcık vidyosu izleyebilirsiniz. neyse "the show must go on".artık savaşların ve istilaların ordularla yapılmadığını hepinizin bildiğini kabul ediyorum ki bilmeyenler en yakın otuzbirle mücadele kliniğine yatmasını tavsiye ederim. sizi şimdi ostim sanayide imal edilmiş gibindirik zaman makinama atıp 16. yüzyıllara zütürüyorum. coğrafi keşifler sonrasi tüm dünyada bir kolonileşme akımı doğmuş, büyük britanya yani ingilizlerin başını çektiği bir sömürü düzeni kurulmuştu. emperyalist güçler, yeni ve zengin fakat geri medeniyetten geri kalmış toprakların hem ham madde gücünü hem de iş gücünü sömürmekteydi. tıpkı günümüzdeki gibi! ama iki temel farklılık var. en başta halay başı farklı. artık mendil ingilizlerin değil, amerikalıların elinde. ikinci farklılık ise sömürgeleştirme metodu. eskiden ingilizler bir toprağı sömürgeleştirmek için askeri güç kullanmaktaydı. önce bölgeyi işgal eder. kendi ada devleti için gerekli hammadde transferini gerçekleştirir ve zamanla da kendi hayat tarzını bölgeye empoze ederdi. ama devir değişti. artık amerika dünyayı sömürgeleştiriyor. nasıl mı? devam edelim. şimdi de sizi yeni bir şehre, new york'a zütürüyorum beyler. new york'ta bir caddedeyiz. adı "wall street". "broker" hatunların zütüne bakacağınıza etrafınıza bir göz gezdirin amk. eminim ilk kez duymadı bir çoğunuz bu caddenin ismini. en azından di caprio abimizin filminden duymuşsunuzdur. peki nasıl bir yerdir bu wall street? bu cadde yalnızca birleşik devletlerin değil, tüm dünyanın finans merkezidir. tüm ülkelerin ekonomisinin gözü buradadır. derler ki hükümetler aslında burada kurulur ve burada yıkılır. merak edin, hepsini anlatıcam. peki amerika nasıl wall street ile dünya ekonomisini kontrol edebiliyor? basit. dış kaynaklı yatırım ve borçlanmalarla. hedef ülkeye dost gibi, arkadaş gibi geliyorlar. aslında sadece insan ilişkilerinde "arkadaş ayağı züt ayağı" olarak biliyoruz ancak ekonomi de insanoğlu icat olduğundan orada da geçerli aynı durum. ülkenize geliyorlar, şirketler açıyorlar ya da fabrika kurmak isteyen, yatırım yapmak isteyen hükümetlere dış borç adı altında anapara desteği sağlıyorlar. unutmayın, kimden borç alırsanız bir anlamda onun kölesi olursunuz. hükümetler de böyle kölesi oluyorlar işte amerikanın, wall street'in sahiplerinin. artık onun tersi yönde ne karar alabilir, ne de hareket edebilir hale geliryorusunuz. ha yok aksini yaparsanız, ambargoyu zütünüze çakıveriyorlar. tüm ülkenin sermayedarından ambargo yemek çok ciddi bir problem olabiliyor, misal türkiye. neyse kaldığımız yerden devam edelim. ülkenizi dış borçlarla yapılandırıyorsunuz, kalkınma müthiş. ancak belli bir noktadan sonra abiniz sizin ipinizi çekmek istiyor. çünkü misinayı koparmanızdan korkuyor. size olan desteği çekiyor. ülkenizde üretim duraklamaya başlıyor. dolar kazanı fokurduyor. sonra o güzel dolarlar o güzel atlara binip uzaklaşıyorlar. hop bir bakıyorsunuz. ülkeniz bitik. yabancı sermaye dövizi sırtlamış zütürüyor. reel kesim borçlarını ödemeyi bırak üretim dahi yapamaz hale geliyor. yani bir nevi yannanla taşak gibi kalıyorsunuz. ve enflasyon canavarı gibini sıvazlamaya başlıyor. paranızın hiç bir kıymeti yok. memleketi toparlamayı bırak kamu çalışanınızın, memurunuzun aylığını dahi ödeyemez oluyorsunuz. ülke içinde kaos almış başını gidiyor. devamı devalüasyonlar, moratoryumlar... ve hükümet istifaya zorlanıyor. ekonomik darbe yapılıyor anlayacağınız. yeni "baş"a gelen hükümetin kapısını hepimizin yakından tanıdığı birisi çalıyor, "international monetary fund". kısaca IMF. Kemal Derviş'i hatırladınız mı? Hah o işte. IMF hastasın diyor ülkeye. sen çok hastasın. ben de bir ilaç var, uygula hepsi geçecek söz, bir gecede en az 5 posta diyor. hükümet yeni gelinin gibe sarıldığı gibi sarılyor tabi. IMF senin ülkeni açık pazara çeviriyor, kamu yatırımların teker teker özelleşiyor. ahmetin, mehmetin şirketleri artık george'un, simon'un... arjantin, şili, mekgiba ve türkiye. hepsinde aynı senaryo. hepsinin arkasında aynı kişiler. şimdi dediklerimi zütünden anlayan huur evlatlarına sesleniyorum. burada şu an yaşadığımız ekonomik krizi dış güçlerin oyunu, en büyük havalimanını yapacaktık çekemediler, kriz çıkardılar gibisinden birilerini haklı çıkarmaya çalışmıyorum. bu memleketin üzerinden kuş uçsa hükümetin sorumluluğundadır. iyi yönetilmeyen ekonomi, doğru yapılmayan yatırımlar hepsi şu an durumumuzun müsebbibi. sadece öğrenmenizi istiyorum. gibinizin boğazını sıkmaya biraz son verin. etrafınıza bakın. ülkenizle ilgilenin. biz birbirimizi kurataramazsak kimse bizi kurtarmayacak.
    ···
   tümünü göster