-
1.
+12. BölümTümünü Göster
Ders çıkışında koridorda kızı beklemeye başladım. Yaklaşık 5 dk sonra yanında iki tane arkadaşıyla dışarı çıktı. Ben de kızın yanına gidecek cesareti arıyordum. Kız orada arkadaşlarıyla çıkış kapısının yanındaki su sebiline doğru gidiyorlardı. Ben de fırsat bu fırsat diyerek masanın üstünde duran boş bir matarayı alıp kızın yanına doğru yürümeye başladım. Tabi kıza yaklaştıkça heyecandan yürüme hızım düşmeye ve ellerim titremeye başladım. Sonra kendi kendime dedim ki, daha önce çok kere denedim ve bazılarında çok da iyi gitmiştim hem bu sefer etrafta Ali de yok. Bu şekilde cümleler kurarak kendimi motive etmeye çalışıyordum.
Kızın yanına vardım. Vardım ama orada arkadaşlarıyla konuşuyordu. Nasıl sohbet açacaktım ki? Ben de hemen zekamdan yararlanarak matarayı bilerek ayağıma düşürdüm ve canım yanmış gibi yaptım.
Ben (B) Elif (E)
E: Sen iyi misin?
B: Bir şeyim yok. Bu matarayı hep düşürüyorum zaten eninde sonunda kıracam ama bakalım ne zaman.
E: Haha! Zaten kırmışsın.
B: Evet. Hem de baya kötü kırdım. Neyse cana geleceğine mala gelsin. Ben Murat bu arada.
E: Elif.
B: Tanıştığımıza memnun oldum Elif.
O sırada ‘’ Layyn ‘’ diye bir çığlık sesi duydum. Arkamı dönüp baktım. Herifin teki hızlı adımlarla yanıma yaklaşıyordu. Herifin boyu benim iki katım, kolları da benden daha kalın. \'\'Benim mataram lan o\'\' diye bağırınca ben de önce hızlı adımlarla kapıya doğru gidip koşmaya başladım. Herif de peşimden koşmaya başladı. En son kampüsün bahçesinde koşuşturduk ama ayağım takıldı ve yere düştüm. Tam ayağa kalkacaktım ki herif bana tokadı yapıştırdı tekrar yere düştüm.
Ben (B) O herif (H)
B: Abi valla senin mataran olduğunu bilmiyordum valla bilseydim yapmazdım.
H: Kırmışsın lan şerefsiz!
(tekrar tokadı yapıştırdı)
B: Abi tamam parasını ödeyecem sana valla diyorum. takunu yiyim abi yapma.
H: Ulan bana bak, bir daha başkasının eşyasını kıza şekil yapayım diye kırarsan, ben de seni şekillendiririm. Bu matara bana çok değer verdiğim bir insandan hediye olarak gelmişti. O yüzden bana şimdi cebinden 100 tl ver yoksa seni tokat manyağı yaparım.
B: Al abi.
H: Aferin şimdi gibtir ol git.
Ulan ne mataraymış al zütüne sok onu deyyus. Neyse, üstümü başımı toparlayıp tekrar içeri girdim. Elif gitmişti. Ben de Ali\'nin yanına gittim. Ali de Ömer isimli bir arkadaşla konuşuyordu. Ömer de bizim yakın arkadaşlarımızdan biridir. Tabi beni o halde görünce şok oldular. Durumu anlatmak zorunda kaldım. Tepkileri olayın kendisinden daha çok sinirimi bozdu.
Ben (B) Ali (A) Ömer (Ö)
A: Lan sen manita mı yapıyon kendine? Vay kardeşim benim vay. Hehehehe. Ulan sen ne üçkağıtçı adamsın var ya! Hehehehehe
Ö: Oğlum dayak yemen daha iyi olmuş şimdi kızı kesin kaparsın sen. Biraz duygu sömürüsü yap yeter.
Valla kızın gözleri falan dolar böyle yeşilçam tarzı bir aşk hikayesine dönüştürürsün olayı.
A: Ben sana öğretirim herşeyi merak etme Murat\'ım benim hehehehe.
B: Ulan sen git sofra adabı öğren ilk önce terbiyesiz.
Akşamüstü, Ali ve Ömer ile beraber otobüs durağına doğru yürürken orada Elif’i gördüm. Tek başına dikiliyordu orada. Bu sefer şansım dönmüştü işte. Ali ve Ömer\'e kızla konuşmaya gideceğimi söyledim ve Elif\'in yanına gittim.
Ben (B) Elif (E)
B: Naber?
E: Iyi sen?
B: Işte görüyorsun halimi.
E: Evet görüyorum. Adam matara için dövdü mü seni?
B: Ya adam tam pgibopat. Bi insan matara için bunu yapar mı? Adama dalmamak için zor tuttum kendimi.
E: Yapma yaa.
B: Eee ee tabi yani ee yani ben orada kendime zor hakim oldum. Dövmeye değmezdi onu. Olan vaktime olacaktı.
E: Hahahahahaha. Komik birine benziyorsun.
B: Komedi seven bir insanım ben.
E: En çok hangi komediyi seviyorsun?
B: Şey eee... evet... ha.. Hani Şener Şen’in bir filmi vardı böyle mafya oluyordu hani. O filme çok gülmüştüm ben.
E: Eşkıya’yı mı diyorsun?
B: Evet. Baya komik filmdi o gülmekten karnıma ağrılar giriyor izlerken.
E: Sen o filme gülüyor musun?
B: Evet. Ne var ki bunda?
E: O dram filmi biliyorsun değil mi?
B: Şey... evet hehehe şaka yaptım. Tabiki de onun dram filmi olduğunu biliyorum. Ağladım. Çok ağladım izlerken. Yani, vücudumdaki bütün su gözlerimden aşağı aktı.
E: Bana da öyle olmuştu. Sen en çok hangi sahnesinde ağladın?
B: Şeyde... hani şey diyordu ya bir sahnede?
E: Ne diyordu?
B: Işte şey diyordu hani... eee...
E: Sen filmi izlediğine emin misin?
B: Tabi izledim. Ama... yani şey uzun zaman oldu. Çok iyi hatırlamıyorum. Ama bi tane sahnesi vardı işte şey oluyordu.
E: Keje ile yeniden karşılaştığı sahneyi mi diyorsun?
B: Aynen de öyle diyorum.
E: Evet ben de çok ağlamıştım o sahnede. Neyse otobüs geldi ben yavaş yavaş gideyim. Sen gelmiyor musun?
B: Benim otobüs başka.
E: O zaman niye bekliyorsun ki burada?
B: Bu otobüs durağını çok seviyorum ben.
E: Seviyorsun?
B: Evet yani çok güzel inşa etmişler. Mimari yapısına hayran kaldım.
E: Anlıyorum. O zaman görüşürüz.
B: Seninle bir ara buluşup kahve falan içelim mi?
E: Tabi olur. Telefon numaramı vereyim sana.
B: Tabi.
E: xxxxxxxxxx
B: Akşam haber veririm o zaman sana.
E: Olur. Neyse ben otobüsü kaçırmayayım hadi görüşürüz.
B: Görüşürüz.
başlık yok! burası bom boş!