+7
yeğenim, hah şöyle,
tut onu, sakın düşüreyim deme,
eşya taşıma işlemi yaklaşık bir saat sürmüştü. yorgunluktan hemen koltuklara yapıştık. mustafa dayı da çürümeye yüz tutmuş derisi ile koltuğa yayıldı. adamcağıza evde ikram edecek bir şey olmadığı için, bize verdiği sarmalardan verdim. gülerek aldı, içmeye başladık.
gençler, izmir güzel şehirdir. hem okumak için, hem de eğlenmek için; ama burası büyük bir şehir, dikkatli olmaya özen göstermelisiniz. pek kimseye güvenmeyin, evinize de almayın öyle herkesi. dostlarınızı iyi seçin, başınıza iş gelmesin,
dayı, tipik olgun yaş öğütleri vermeye başladı. elbette bunlar bizi sarmadı. ben mutfağa geçtim, cihat' ı da çağırarak.
kanka, sende para var mı, ailem bana göndermedi daha. varsa gitsene marketten 1 kasa bira al, dayı sen ben içelim. adam o kadar yardımcı oldu bize, ailem gönderince veririm. dedim. sağ olsun, bizim aslan parçası kırmadı, bira almaya gitti. ben ve dayı sarmaya devam ederken, dayı birden söze başladı,
meryem nasıl bir tip, güzel mi? çekici diyor herkes
dayı bana ne ara güvenecek kadar yakın görüp içini döküyor amk, neyse.
bence taş dayı, ben beğendim. biraz huurluk var, ama nasıl anlatayım. ilginç bir tip.
nasıl, de hele merak ettim,
bu dayının gittiği yolun yol olmadığını anladım. lafı değiştirip, tütünün nereden geldiğini sordum. o da kendisinin yetiştirdiğini söyledi, vay amk.
biz muhabbete devam ederken, kapı çaldı. ben dayıdan müsaade isteyip kapıyı açtım.
merhaba, rahatsız ettim kusura bakmayın. sesinizi işittik de, annem beni gönderdi. evin durumuna bakmamı söyledi. duvarlar ve parkeler zarar görmedi değil mi,