-
76.
+13 -4Elimde yazana anlam verme gibi bir çabam da yoktu o an. Ne olduğuna halen anlam veremiyordum. Etraftan boğuk boğuk sesler geliyordu ama sesin kaynağı nereden geliyordu inanın bilmiyordum, her yönden geliyordu.
Kaçmaya teşebbüs ettim ilk önce ama zemin adeta ayağımın dibinden kayıyor gibiydi, bikaç adım atıp sonra tekrar tökezleyip yere düşüyordum.
Arabanın farlarından zar zor seçilebilen ağaçlar git gide bir silüet haline dönüşüp yerini anatomik duruş olarak insan silüetli belirgin varlıklar almaya başladı.
Bize yaklaştıkça boğuk sesler git gide artıyordu, düşüp bir an önce bayılmak ve artık ne olursa olsun demek istiyordum ama gözlerimi kırpamıyordum bile, adeta onlara kilitlenmiştim.
Farklı bir dilde bir şeyler mırıldanıyordu hepsi, arapça desem arapça değil, iyi arapça biliyordum, bu arap aksanlı başka bir dildi.
Etrafımızda daire oluşturdular, paşa sakın gözlerinin içine bakma diyordu ama resmen efsunlanmış gibiydim. ten renkleri bembeyaz, gözlerinin ise akı gitmiş, zifiri karanlık gözleri vardı, orantısız bir vücuda sahiptiler, kolları ve bacakları aşırı uzundu.
Aniden üzerimize çullandılar ve birden ürkütücü boğuk bir sesle türkçe konuşmaya başladı içlerinden birisi. bunların lideri olduğu belliydi. Demek hikayeleri yarım bırakıp kaçarsın, gibin bunları dedi, sırayla bizi gibti bir kabile. Alice tavşanın peşinden harikalar diyarına nasıl gitti ise biz de bi tavşana böyle harikalar diyarına düştük, tavşanı da pekekentleri yapmışlar. -
-
1.
+3hikayenin devamı sandım bin helal olsun
-
1.
başlık yok! burası bom boş!