+2
karne günü suriyelilerden dayak yedik, onu anlatıcam. kısa bişey zaten okuyun aq. sene 2014 karneleri aldık, bizim 2 tane bin arkadaşla dolaşıyoruz, sigara falan içiyoruz aylak aylak. o zamanlar da fakiriz tabi, cepte 5 kuruş para yok, kafeye oturup çay bile içemiyoz, günü sabah okula gitmeden önceki yediğim yarım salçalı ekmekle kapatmaya çalışıyorum. neyse gittik bizim mahle bakkalına çay içiyoz. sonra bizim zıpırlardan biri YouTube kanalı açtım gelin video çekek dedi. başta biraz taşak geçtik bunla sonra boş boş takılacağımıza zaman geçirek dedik. e napacaz falan derken bizim diğer bin ' avm'nin yanındaki eski fabrikaya girek ortamı çekek' dedi. bu yattı bizim kafamıza iyi hadi gidek dedik. fabrikanın yanına gittik girecek biyer arıyoruz, tellerden tırmanmaya falan çalışıyoruz. yanımıza eli yüzü temiz bir adam geldi 'gençler napıyonuz' dedi. olayı izah ettik. adam 'başınıza bişey gelirse Muharrem abinin haberi var dersiniz' dedi (senin ben dıbına koyim Muharrem abi, az sonra deyinecem) neyse biz Muharrem den aldık gazı girdik içeri. ben tabi tipsiz sıfatımı göstermek istemiyorum, kameraman olacam falan dedim açtım kamerayı (Sony Ericsson telefon) geziyoruz altımıza sıça sıça falan , üst katlara çıkıyoruz, bira vodka şişeleri falan var yerlerde korkuyoruz büyük bişey sanıyoruz alkolü, neyse yerde ingiliz anahtarı vardı, bizim gavatın teki aldı eline bişey olursa bunlan vururuz diye (bi taka yaramadı). heryerde çalıntı elektronik aletler falan var, onların videosunu falan çekiyoruz-ifşalıyoruz. her neyse sıkıldık artık çıkıcaz, indik bahçeye etrafa biraz daha bakıyoruz derken binanın arkasından kel, şişko, eski tişörtlü 40 yaş aralığında bir lavuk geldi. yarım saat önceden demlenmiş yavşak belli. her neyse nabuyonuz lan burda falan diyor dibimize kadar falan geldi. ben abi video çekiyoruz falan derken adam bana tokadı yapıştırdı, iflahımı kaybettim aq o derece savruldum. neyse ben toparlanmaya falan çalışıyorum bizim salaklar ağlamaya başladı. ingiliz anahtarı olan malı gördü bu lavuk, aldı elinden anahtarı kafasına kafasına vurmaya başladı bizim arkadaşın, biz etme eyleme abi falan demeye başladıktan sonra arkadan 4 tane Suriyeli geldi, sarıldılar bize. diğer şişko olan da anahtarla kafamıza kadamıza vuruyor, bizimkilerde ağlıyor tabi. herneyse aramızda çelimsiz vitaminsiz olanı bıraktılar yavşak koşa koşa kaçtı, biz kaldık 2 kişi, adam artık dövmekten yoruldu bıraktı bağırmaya falan devam etti. bizde kapıya doğru falan yürüyoruz, Muharrem abi izin verdi falan diyoruz, adam Muharreme de sövmeye başladı. neyse beni de bıraktılar tam çıkacam, bizim diğer çocukta çanta vardı, çantayı bırakmıyorlar. bu bizim çocuk adamlara falan sövüyor çantayı bırakın diye, bunlar en son bıraktı çantayı. yürüyerek çıktık bizde. arkamıza bir döndük arabadan en az 20 tane Suriyeli daha indi. topkularımız zütümüze vura vura kaçıyoruz.
bitiş güzel olmadı ama buda %100 gerçek olan gib gibi bir anımdır aq